Parmak Uçlarına Öyküler Yazan Kadın
kuşlar uçardı garipserdim
neydi
kalbin yaralıyken seni uçuran ..
....................................................................................
hayat *oklu boyunca uzanırken
uçarım aşağıdan yukarı sağdan sola
aynı susuzluğu birbirlerine ikram eden varlıklar
ki onlar hiç ölmezler
bol bulanık paranın şehvetiyle yeryüzünü de kirletirler
içine sığamadığım çöl resitaline aldırmadan
parmak uçlarıma türküler dikerim
uzaktan el sallarım ihanetler meclisine
ellerini unuttuğun yere sığdırdım umudu
çatlayan damarım hey 'leylim ley'
bütün reality showlar beni arıyor
kalbimle gösteri yapılmaz, kaçıyorum
herkes iyileşemeyecek kadar mevsimsizken
biraz fazla uçuyorum değil mi
bilirsin uçmak biraz düşmektir
hani yeri boş kalmış yenilgi gibi
boşluktan kopuşumun bir görevi var
şehirlere orman kokusu, göğe martı beyazı lazım
perdelerini indirmiş dünya, mutsuz ve kıyametli
Tanrının cezalı gezegeni gibi
'kaybolan yıllarını vermezler geri'
bir gün dar bi vadide uçarken
kimsenin görmediği bir türkü buldum
uzun zaman oldu dedi insan görmeyeli
çünkü onu dinleyenlerin
denizleri taşırması gerekiyormuş
bilmiyor hatırlattığı anılar bitince
her şey eskisi gibi
aynı toz aynı gün aynı mezar
ılık ılık aynılıklar
zaten farklılık çok ürkütücüdür
insanlık donmuş okyanus gibi sessiz
cinnetimi çığrından çıkarmaya çalışıyorum
bu masumiyet çok uslu, çok ahmak
esrarlı bir yalnızlık kalbimi kırmak ister
sen inadımı kurtarmak istemezsin
halbuki parmak uçlarım kendini ele verir
on tane güçsüzlük büssürü hiçsizlik
niche görseydi
helva olsa da yesek derdi
biraz evvel şiiri bir odaya kapatıp
bilek güreşi yaptım onunla
dağlar bile devriliyor hey
'nesine yar nesine bir daha değer mi nefesin nefesime'