Pembe Bisiklet
Şiirin Hikayesi
Çocukluğum da anlatılan bir hikayedir bu
çocuklar doğdukları günden itibaren beraberdirler neredeyse her gün aşk bu ya
çocukta olsa kanatıyor yada heyecanlandırıyor işte her gün ormanın
sonunda buluşur çocuk fakirdir ama babasının toplayarak yaptığı mavi bir bisikleti vardır
kızın durumu iyidir öğretmen çocuğu
pembe püsküllü bir bisikleti vardır
jantlarında boncuklar giderken ses çıkarır o dönem herkesin bisikleti böyledir ama çocuk
onun geldiği rüzgar gülünden anlar
akşama kadar beraber gezerler el ele dere kenarında ormanda bisiklet sürerler
bir gün yine beklerken kızın sesi duyulur ıslık çalar rüzgar gülü ama
acı bir fren sesi ve çığlıkla susar her şey
çocuk koşar o kadar hızlı koşar ki gözlerindeki yaşlar yanaklarından arkasına doğru havada süzülür
kızı görür kız sanki onun gelmesini bekliyormuş gibi direnmiştir azraile
çocuğu görür ve mavi gözlerindeki canlılık yok olur. kız ölür
çocuk hiç unutmaz düşlerinde kalmıştır o boncuk gözlü kızın hikayesi
şiirin hikayesi bu ...
uçlarında püsküller
pembeydi bisiklet
tıkırtılar çıkarırdı
patikatan aşağı
sarı saçları
evcilik rüyalarında
babamın boyadığı eski
bisikletim gibi
gözleri
onun ki daha canlı
benim ki biraz alacalı mavi
o gelirdi
anlardım ıslık çalardı
direksiyonundaki sarı rüzgar gülü
yüreğim kelebek ha uçtu
ha uçacak
severdim onu çocuktum
en masumundan hemde
pembe bisikletin
acı sesi duyuldu
feryad figan
dondum....
rüzgar gülü sustu
tıkırtılar kesildi
koştum yetiştim
ferlerini yitirdi
gözlerinin rengi
olmadı boncuk gözlüm
olmadı
hiç güzel durmadı
mezar taşı üzerinde
git
üstünü değiştir
bence
yirmisekizağustosikibinon
ölümlerden ölüm beğen
ruhumla aramızda kan davası var
kan sırası bende bu gece