Perla
çeker su kanadını baldırlarına yağmur
çiseler sırılsıklam sızdığım koynuna Perla!
incecikten vurur gece
belinde vuslatın mor kuşağından seken serçeler
kirpiklerinden su içmeye inmiş yakamoz
açar uslandığım gizlerini
kuzey perisi
titretir ay sokulan göğüslerinde içtiğim denizleri
çırılçıplak bir kız şakır sis örtülü sularda
harelenir şarkıların haylaz dilleri
akar mavi nefesli kuşlardan
pembe yanaklı rüzgarlar
dalar giderim
buğulandığım bakışlarına Perla
buz keser sevişler
tütüsü kalkar mevsim ağrılarının
sarılır gülücüklerine
kumral batıklarında danseden mavilikler
dökülürüm arkaya düşen boynundan
kıymığında yine sana doğrulurum Perla
ah! Ebemgelin bir yanda tan yosması bir yanda
sevmelere doyamam
sökerim şafak sancılarından yüreğimi
gölgesinde kavrulduğumuz sabahlara ekerim
yanarım sana Perla!
dağlanır sıcağında
cemrelerinden boşaldığımız güneşler!