Pusu
Gözlerindeki şefkat gibi bir aşığın
parladı namluda barut,
yabani gecenin zehirli şerbetinden damladı,
damarlarında yayıldı köhne kaldırımın
boynu ipince bakışları çelimsiz bir ayyaş gibi
sallanarak düştü gerçeğe,hiçe
kuru teni çatlamış sağır kapılara gömüldü sesi
tokmaklara uzanamadan kayboldu nefesi
bir aşığı vurdular
ellerinde sevda
sevdasında kan
kanında isyan
isyanında ahdı
beklemeden kasıldı gece,kefenine sardı
çıldırdı yarasalar,kanatları çarpıştı
kudurdu giderler logarlar taştı
ceketine tutundu yetim bir fare gibi ruhu
gülümsedi azrail,ışıldadı kılıcı
gıcırdadı ahşaplar,söndü ışıklar
bir aşığı vudular
ağzında kanı
kanında adı
adında sevda
sevdada acı