Rahmini Yırtar Güneşim Gecenin Içinde
Şimdi doğmaya çalışır güneşim, gecenin içinde
Rahmini yırtarcasına göğün..
sabah çiğ çiseler gözleri,
Şafak koyuluğu kanar sabahın soğuk teninde..
ağzımı dayadım musluğa susamışım,
sanki bir bebenin anne göğsünde ilk buluşması gibi..
Dudaklarım çatlamış..
Mesela; ne zamandır güzel bir kadını öpmüyor dudaklarım..
Mesela ; ne zamandır tutmuyorum yumuşak elleri...
Mesela, özlüyorum yine mesela hiç kokusunu alamıyorum o pamuk saçların.
Gölgesine uzanamıyorum ağaç dibinde ince belli çay bardağı Eda'sı ile ama illa gülümseyerek bakamıyorum gözlerinin içine...
Ah O gözler ki; kıyamam yeşilin yosun tutmuşu , mercanın en alıcısı ..
Anla yani beni, sen nefese hasret , ben suyun yeşiline...
Özlem'in kangren gibi zonkluyor üç-beş nöbetinde...
Şimdi sen o soğuk ülkenin sağırı,
Ben sesine hasret "hadi oğlum git içeri"
Şimdi öğrendim anne ;ben evlat ne ?anne ne ?baba ne ?
nasıl beklenirmiş büyümesi hasretle gecenin içinde...
Şimdi anlıyorum anne, anlam yükleyemediğim onca şeye...
Baba olmayı...
Gün olur kavuşuruz güzel annem, müstecepin sıcak kavruk bir günü mutlaka...
İşte o gün beni göğsüne yatırsınlar..
Pamuk saçlarını yüzüme dayasınlar.
Ayrılığın dokuzuncu sonbaharında,unutmadım güzel annem yumuşak Gül kokan ellerini...
İşte o gün beni beyaz gül şevkati ile sana hazırlasınlar...