Renkler Beni Çağırıyor
Renkler çağırıyor beni.
Kırmızısı burnunda bir karanfil,
Çığlık çığlığa kokuyor ansızın.
Amansız bir kırmızı oluyorum;
Nedeni yok! ...
Üstümden akıyor,
Hazan rengi zamanlar....
Ben, en çok maviye dalıyorum kıyılarımda,
Avcı martılar yırtıyor atlas düşlerimi.
Bitimsiz mavi oluyorum;
Sonrası gökyüzü,
Sonrası düşlerim.
Dupduru bir sabah çağırıyor beni,
Terkisinde mavileşen günlerin yüzü.
Renkler, yalnız bir akşam üzerine çağırıyor beni.
Yeşilin hükmü dağ başında firari.
Türküleri susmuş bir gerillanın,
yüreğindeki sevdayı okşuyor,
kahverengine bulanmış toprağın elleri.
Kahverengi acılar dönüyor başımda,
Bulutlar taşıyamıyor gam yükünü;
Tabutta oğullar düşürüyor,
grinin belirsizliğini kapkara kuyulara.
Yetim kalan çocukların rengi yok;
Mezarlıkta bir yalnızlık yüreklerinde kanayan...
Işıksız kuyular çağırıyor beni;
Dehlizlere kaynıyor karanlık yüzleri.
Ağızları çok renkli bir Ortadoğu,
Dillerinde özgürlükler ağlıyor.
Gözleri petrol karası! ..
Gözleri aç! ..
Tüm renklerin lanetlediği bir zulüm; doymamışlıkları.
Her renkte yoksulluk,
Her renkte savaş ve
İnsanlığın solan rengi, Ortadoğu.
renkler ve hüzün bir arada ...
başlığı okuyunca şöyle cıvıl cıvıl birşeyler çıkacak hissine kapılmıştım.hüznü renklere öyle bir dökmüşsün ki ne deyim🤐 süperdi yüreğine sağlık...