Riya Takdimi
fulya suyundan geçirilmiş kuru çiçek yapraklarının riyasını
ölü yüzlere kusuyor kadehler yine bu gece
cumhuriyet yokuşunda saat 23.45
birazdan yarımken henüz
şarap şişesini yere çalar berduş
sonra başlar ıslığına "aşıkcana"
ve kucaklar karanlığı canı çıksın diye
karanlık haykırır
düstur ey can düstur
ve ekler
kuruması hiçe sayılmışsa
vadedilen baharlarda açacak papatyaların
vazgeçeceksin isimlerin eylülsü kırılganlığından
ve beklemeyeceksin bir dakika bile
bileceksin artık
ardında bırakacağın toprak çoktan karasını bağladı
yeşilse kimsenin hatırlamadığı kadim bir dilde
tasvirsiz bir renk adı olacak sadece
gideceksin der gideceksin buralardan
gideceksin ki
gitmekle kalmak arasında
o bir nefeslik yolda yitirdiklerinin ağırlığı
düşsün ömrünün yarınından
düşsün ki adımların daha bir hızlı taşısın ellerini
tüm geç kalınmışlarınla tanışman için
ikna olmaz berduş
cumhuriyet yokuşunda saatin bir kıymeti yoktur
sen bilmezsin der
seni her gün saran bir aydınlık varken
sen bilmezsin beklenenin kıymetini
karanlık haykırır yine
dur ey can dur
ve ekler
olur mu yere çaldığın şişeden bir tam
bırak!
...
ikna olmasa da berduş
açar kollarını
şafağın soğuğuna
cumhuriyet yokuşunda saat yalnızlığı vurur
Yürekten tebrikler Hüseyin bey, kutlarım. Saygılarımla İoannis Bozikis
Bir anın fotoğrafı, bir fotoğrafın hikayesi, bir ömrün bir noktada yoğunlaşması gibiydi şiir. Kutlarım kaleminizi.
Soğuktur hava,saatin minesi; akrebin Yelkovanla savaşına şahit olur ,
Kutlarım Hüseyin bey.