Ruh Ve Ten
yakamozlar gibi sevişirken
ruh ve ten
kaçıp gidiyorsun bazen kendinden
zor muhabbetler kalıyor geriye
boşluğundaki mahzende
içinle konuşuyorsun
için susuyor
inadına
ıssızlık doluyor şarap misali sarnıçları hayalin
sarhoş oluyorsun
başı boşluğun ayakları dolanıyor
dilini peltekleştirirken makamlar
şarkı oluyorsun geceye ay seni söylüyor seni dinliyor kayıp yıldızlar
ellerini uzatıyorsun gökyüzüne ellerin yanıyor eski bir güneş artığından
düşüyorsun yine kış masallarına düş oluyorsun
üşüyorsun göçebe serçeler gibi
ağaç kovuklarına sığınıyor ölün
ölüyorsun kendi mateminle
karanlık eşarp bağlanıyor ihtiyar ağaç dalına yaprak yerine
hazan döküyor hüznün mor bahçelere
poyraz süpürüyor denizin tam göbeğine
yakamozlar gibi sevişirken
ruh ve ten
kaçıp gidiyorsun bazen kendinden
zor muhabbetler kalıyor geriye
boşluğundaki mahzende
içinle konuşuyorsun
için susuyor
inadına ...