Ruhsal Üşümeler
nasıl da üşüyorum şimdi bir bilsen
ve içim de öyle soğuk ki sana
aldığım her nefeste biraz daha donuyor sanki
şu bulut
şu gökyüzü
şu yağmur tanesi
puslanmış ay ışığına karışıyor küçülen düşlerim
zemheri vuruyor dört bir yanıma
içimde kanadı kırık bir kuş yavrusu
adını sayıklıyor
çığlık çığlığa...
yalnızlığın siyah rengi örtülüyor
bir gözümden diğerine
şimdi
yastayım
şimdi
karanlıktayım
çıkmazlardayım
iki gözüm iki buz çanağı
uzaklaşıyor artık benden gökyüzü
ve içim de öyle soğuk ki sana
nereye baksam donup çürüyor zaman
ve sen şimdi çok uzaklarda
uzaklar nasıl da üşüyordur şimdi
içimde kanadı kırık bir kuş yavrusu
adını sayıklıyor
çığlık çığlığa...