Ruhumun Ayak İzleri
Kanaat getirdim artık benim olmayacağına
Gözyaşlarımı nefesinle kurutmayacağına...
Sırlarımı döktüm dört bir yana bu gece
Boynu bükük kalmış binlerce aşk çıktı ortaya
Nicedir gülmemiş yüzüm
Saatler dur durak bilmeden ilerlemiş
Ne zaman baksam o köşeye
Ruhumun ayak izlerini görürüm
Terledim içten içe akıttım kanlarımı
Ardına bakmadan gitti sevinç ve neşe
Durdurun bu acımasız bakışları
Sahiden bitmiyormuş yalnızlık
Sevdiğinin gözlerini görmeyince
Ve tutulmuyormuş güneşin ellerinden
Deniz dalgaları dinmeyince
Titrer bedenim bu kasvetli ayazda
Sonsuz karanlığa yelken açtım yine
Her nefes alışım bir zulüm
Her bakışın bir ceza bana
Tarifi olmaz çöllerde yürümenin
Susuz kalmışcasına
Kaçar seninle güneş
Bembeyaz ışığının sıcaklığında
Tortuları birikmiş sevginin
Paslanmış ağır yağmurlarda yüreğim
Yaşlarım bir bir akarken damarlara
Tane tane düşmüş bir acı hüzün
Ve sen gelmişsin sonra
Cennete götürmüş ruhumu o güzel yüzün
Laleler kokusundan vazgeçtiler
Bulutlar karlardan
Artık yeryüzü bir kuru toprak
Ne bir ağaç,ne bir çiçek
Bir ulu çınar var sadece
Aşkımızı yeşertecek
Rengarenk bir gökkuşağı doğuyor yedi mevsimimin üstüne
Ve bir köprü oluşuyor yüreğimden yüreğine...