Ruhumun Ayaz Yangını
Bir keman nağmesi eşliğinde
yad ettim mazi’mi.
Şöyle inzivaya çektimde ruhumu;
Dingin acıları yeniden yaşar gibi.
Öyle taze,
Öyle kepaze!
Kanadıki gençliğim.
Bütün faili meçhul cinayetleri,
Ben işledim sanki!
Gözlerimin buğusundan merhametsiz,
ne kadar yolcu gelip geçmiş meğer.
Suçları örtbas edilmiş bütün katiller
yüreğimde müebbet yedi şimdi.
Neresinden tutunduysam hayatın,
Hangi yönüyle baktıysam dünyaya;
Menfur cümlelerin esaretinde
sonlandı bildiklerim.
Ve gözlerimi acıttı tüm gördüklerim.
Çizdiğim tablolarda gebe
kalmış hayallerim ağladı.
Közü’me asılı kaldı yangınlar,
Özü’me kan revan ayrılıklar düştü.
Düşümde çocukluğum öldü.
/Nefesim ciğerlerimde
örselendi bugün yine.
Damarlarıma yabancı
insanların kanı karıştı.
Dilim sustukça ve kısıldıkca sesim,
gücü aczime yeten sükûtuma sataştı.
Hergün ölüm kokan mektuplar
asıyorum odamın tavanına.
Çocukluğu zindanlarda esir
kalmış göçebeye dönüşüyor ruhum.
Boğazım düğüm düğüm.
Yutkunamıyorum,
Ağlayamıyorum,
Konuşamıyorum!/
"Üzerime hep yayan yürüdün
ve hep gam’a kedere bürüdün.
Içim dışım bu yüzden efkâr hüzün kasvet"
Ki; biliyordun.
Yüreğim unutulmuş mayın tarlasıydı.
Bu yüzden;
Kalbime basan herkes infilak etti.
Ne çok dilerdim bir şiir’in
isyanına lal olmayı.
Hüsranım ağıt ağıtken,
Hicranla uyuduğum gökyüzünü seyreyleyip;
Huzurun koynunda uyanmayı.
Bildiğim tüm yanlışları doğrudan ayırıp,
Acının gölgesine sığınmış
yüreklere umutlar doğurmayı.
S/ağır gecelere sattım hayallerimi.
Ruhumda kuduz köpekler didişti.
Oysa;
Tenim tertemiz ve masumdu.
Göğsümde günahsız bebekler uyudu.
Köln