Rümeysa 2
Mahkumluğum gözlerinde zindan olduğu gün ben yaşarım
Saçlarına iffet tohumları ektiğim gece
Belime sardığın ellerin Suriye sınırındaki tel örgüydü sanki
Her dokunuşun bir patlamaydı bedenimde
Ve sen Rümeysa tırmaladığın sözcüklerin kanayan ıstırabıydın
Kazıdığın her nokta, aşkın kan pıhtısydı
Doluşmuş gözyaşları hırsıma siper olan bir denizdi
Duruşun zümrüt gibi parlayan cerenin gözlerindeydi
Sana mum ışığında dokunduğum karanlığın katili
Dudaklarımızdan akan Kevser suyuydu Rümeysa
Yalancı bayramlar yaşatıyorduk yıldızlara
Geceye haram değdiren tenimiz son mayışmasında/iken
Suskunluğum sol omzuma dokunan meleğin günah yazdırmasıydı
Düldül kişnerken, geceye yalancı fecirler düştü
Rümeysa, saçlarımdaki meltem
Düşe sığınan kırağıların belasındayım
Göğüme mavilikler düştü
Sen gittin çöldeki Mecnun düştü
Sen gittin İstanbul düştü, olmadı vatan düştü
Rümeysa , sen gittin cana feryat düştü..
Aşk'ın bir ölüm olduğu ancak bu kadar işlenir...Dünyevi hayatta aşk için daha nelerin yapılacagını usta şair Mustafa kardeşimden bir kez daha öğrendik.En Güzel'e emanet ol.
aşk...biraz şehvet biraz şevkat... öyle güzel anlatmışsın ki... üzerine birşey eklemek istemiyorum! büyü bozulmasın ...
saygılar!