Rüveyda

bozkır bakışlı kısrakların yelesini uçuran
hoyrat bir rüzgardır göz göze gelişimiz
bile isteye kaçtığım şehir gözlerindir Rüveyda
١.
düşürdüm yüzümü tatsız bir bahar akşamı
kırılgan çiçekler derledim k/ağıt denizlerinde
gölgesi kendine küs seyyahtan türkülerini dinledim senin
içimi çürüten şiirlerde aradım gözlerini
gamzelerinde içtim aşk şarabını
dedim
bile isteye yandığım bu çöl yüreğindir Rüveyda
aşk iliğidir yanağıma kondurduğun buse
ölümsüzlüğün ilk günleri gibi sıcak
sonrası kahkaha çiçeklerinin efsunlu kokusu
eflatun gecelerin sessizliği
sarhoş naralarıyla bölünen
dedim
bile isteye kaçırdığın bu eller ölümümdür Rüveyda
٢.
konar göçerler serinler yaşlı söğüdün altında
konar kırık dallarına ürkek serçeler
gagasında kurumuş incirlerin kokusu
mavimtrak tüylerinde baharın ipek muştusu
yüzün suyun hürmetine dönüp duruyor ahenkle
bile isteye tutunduğum yaşam seninledir Rüveyda
٣.
ah! Rüveyda
mora çalan gülüşünle cezalandır geceleri
kahkülüne kına yakan anaların çığlığıdır sustuğun
vuslat türküleri sızlasın damarlarında
dedim
bile isteye ıslandığım yağmur gözyaşındır Rüveyda