Rüya
rüyadayım sandım
baktım aldandım
hayalle düş arası
bir buluta daldım
uzun desem kısa
dolu desem boş
mavi düşlerden
ne anlarsın ki
ne söyleyebilirsin
gündelik olmuş hayat
yarısı ise bayat
güzden geçtim kışa
bu işler boşa
dondum sandım titrerken
yıldızları tuttum avuçla
bir baştan bir başa
üşüdüm derken soğukta
güneş yaktı benzimi zorla
hey hey diye bağırsam
sanma ki karşıkı dağlar yıkılır
az öyledim çok işittim
dayanır mı ki buna yürek taşı
sevdadan ötesi yok derler
sevmeyi bilmezler
kahredip gitme amma
yine bildiğini sen söyle
işte geçiyor ömür denen sermaye
işin yoksa bozuk para gibi harca
sermayem sevgiden köşk olsun
ne taht buldum ne de tahta kuruldum
fani olan dünyada
az çok sevgi buldum
dostuma sarıldım dost diye
düşmanıma ne küstüm ne de darıldım
sere serpe uzanamadım bir kere
zorlukla mücadele etmek gerektir diye
ellisine varmadan yoruldum
sözünden dönmek yoktur niye
şöyle bir sarsıldım
yıkılmadım asla
rüyayla, düş arasında
yemyeşil ormanın deriliklerinde
uyandım ki ne göreyim
hepsi hayalden öte...