Rüya
sokakta iki kişi ve kedi
yolun kokusu çayla simit
dilini yutmuş saat kulesi ardımda
vira işçi vira
vurmayı unutmuş zaman
yüzün ve suyun göçtüğü yere koşuyorum
-burası rüya
iki yüzlü yapmacık ışıklar
biri karanlığa biri güneşe
al hırkasında kan izi bir efsane
saçıldı Pandora, neyiz
fevkalade sarışın masumiyetimiz
ıssız ve mutsuz diyor
saniye küreleri
dağ eteklerinde ölüm kelebekleri
uçmuyor -burası gerçek
suyun ve yüzün hürmetine gülüyorum
paslı umutları kültem kültem
dikiyorum toprağa, bitecek
ibresi kaydı dünyanın
incir reçeli tadım
bırak kalsın ağzımda
yüzün ve suyun son gürlüğü biliyorum
hatıralar suda kırılma
son kez çalınan kapılar kadar susuyorum
-burası riya
.
kaç kez düşeriz koşarken kaç kez uçurumlar bekler bizi , belirsiz silik solgun buzlu cam misali seçemeyiz hiç bir şeyi , meğer serapmış rüyalar yapmacık ışıklar..tebrikler şiiri yazan yüreğe..