Rüya
Hayattan vazgeçip
Eski bir aşkın olanaksızlıklarına
Sağanak göz yaşlarımla eşlik ederken
Yarınlarımdan vazgeçtiğim çocukluğuma
Yarım bıraktığım her şeyi tamamlamak için
O adını duyduğumda irkildiğim
Bir gidince bir daha dönmem dediğim
Yıpranmış hayallerimin sahibi kasabaya
Yıkılmışlıklarım ve o bilindik inadımın bana kattığı
Aptal cesaretimle geri dönüyorum...
Vakit sevdadan kaçma vaktidir diyor
Uğrayarak geçiyorum bütün gönüllerin bekaretinden
Sanki bana, benim gazabıma özel yaratılmış gibi
Yıkılmışlığım kadar yıkıp geçiyorum uğradığım her yeri...
Kendi yönümden bi haber yaşarken
Tutuşturuyorlar elime birkaç direksiyon daha
Birini çevirsem ötekinin tekerleği
Hiç olmadık bir yerde
Hiç olmadık bir zamanda
Değiyor geçmişten başıma yağan
Anlamsız bir taşa...
Sıradan, kendinden habersiz günler geçiyor önümden birer birer
Takvimler beni hiç mi hiç alakadar etmiyor...
Vazgeçiyorum kendimle savaşmaktan...
Derken, gözlerimi açtığımda
Gözlerini yakalıyorum...
Bana bakıyorlar
Ve kaçıyorlar hemen ardından
Utangaçlar
Suç işlermiş gibi
Ne zaman yakalansalar
Kaçacak yar arıyorlar...
İşte tam burada başlıyor
Kendime dahi anlatamadığım kaçışlarım...
Dizlerine uzanıyorum yeniden...
Donuyor zaman...
Anlam veremeden mutlu
İmkansız olduğunu bile bile
Attığın her öpücükte
Dudaklarımızın her kesişmesinde
Deliler kadar cesur oluyorum...
Bitmeyecek gibi geliyor bu sefer hikayeler...
Saçlarında gezindikçe parmaklarım
Anlatasım geliyor
Masal oluyor bakışların
Ve dizlerine gömüp kafamı
Saatlerce ağlayasım
Ve bir anlık bakışında
Asırlarca uyuyasım geliyor...
Tabi hikaye uzadıkça ben büyüyorum...
Filizlenip boy atıyor sakallarım
Sarı tenimde aykırı bir eda
Ve yeşeriyor
Hazan rüzgarlarından arta kalan
Mülteci umutlarım...
Yıllar geliyor, geçiyor
Ben hala dizlerinde
O hikayeyi dinleyip
Gözlerine bakıyorum...
Küskünlükler geliyor, geçiyor...
Ayrılık gibi aldanışlara terk edip birbirimizi
İçlerine, köşesinden
Azıcık ucundan da olsa
Yeni merhabalar sıkıştırdığımız
Yapmacık elvedalarla uğurluyoruz her seferinde hayallerimizi...
Ve ne zaman ıssız bir gecenin insafına kalsak
Yeniden kısık ateşte kavrulurken buluyor kendini
Hayallerimizden arta kaldığı kadar yüreklerimiz...
İşte ben ne zaman uzansam dizlerine
Yeniden alevleniyor hikayemiz
Ama artık ne eskisi kadar çocuksu
Ne eskisi kadar temiz...
Usulca ayağa kalkıyorum
Ellerin hala, bıraktığım en son gün ki kadar sıcak
Birazcık daha yürüyorüm gidişlere doğru
Gözlerine yeniden bakamıyorum
Çünkü biliyorum ki
Dönüp gözlerine baksam
Bu hikaye ikimizide yeniden yakacak..
Korkaklığıma küfrediyorum
Ve uyanıyorum...
Sanırım ben bu sefer
Dizlerinde başladığım o tatlı rüyadan
Haykırarak, koşarak
Hatta ? beklide ? kaçarak uyanıyorum...
Uyandığım kadar
Aptal
Uyuduğum an ki kadar
Çocuk
Ne kadar gidersem gideyim
Ne kadar kaçarsam kaçayım
Ben her rüya gördüğümde
Kendimi dizlerinde
Gözlerinle saklanbaç oynarken buluyorum...
Kelkit - 2009
Uyandığım kadar Aptal Uyuduğum an ki kadar Çocuk Ne kadar gidersem gideyim Ne kadar kaçarsam kaçayım Ben her rüya gördüğümde Kendimi dizlerinde Gözlerinle saklanbaç oynarken buluyorum
tebrikler
Filizlenip boy atıyor sakallarım Sarı tenimde aykırı bir eda Ve yeşeriyor Hazan rüzgarlarından arta kalan Mülteci umutlarım...
umtların herdaim taze kalsın
kutlarım şairim
tebriklerim kalsın sayfanda.
👍👍👍👍
güzel bir şiir okudum.. Tebriklerimle.😙👍