Rüyacı
sarılmış uyuyor kayıp mavisi gökyüzüne
toprağa düşen dutlar arasında rüyam
yarının öngörüsü düne uyumlu diye
ölü şiirlerin dilinde, umursamazlığı
kötüye yoruluyor, kapalı bakışları
sanki
çıkmaz sokakların durağan trenlerinden
sakız ağaçlarının yangın yerinden
kıpırtısız rüzgar güllerinden
o sorumlu gibi
alt tarafı basit bir rüya
yanakları al al
kızıl, çingene kelamlar
iğnelenmiş aklına
sanki
tarihi meçhul gece kalıntılarını
uyuşuk dönme dolapları
bitkin şehrin yağmurlarını
o istedi
şöyle bir kestirmek için daldığında
gerçekliğini açık unuttu ya
hemen gidin üzerine
ne güzel eskisi gibi.