Rüyası
Suskun usumdan mektup var
Postacıya kızma
Gözlerinin mahkûmu o değil
Gözlerimin sana diyeceği var
Gecemin dallarına tünemiş
Yıldız hışırtılı saçların
Dokunmak mümkün mü
Kayan yıldızın kuyruğuna
Kaç Kent öteden düş kurdum
Bilsen baş koymak için
Yastığındaki yüzünün çukuruna
Gözlerimi gözlerine yumalı
Epey ömretmişim
Saçları ak yeleli bir tay sabahı
Ovaları aşka bulanmış ütopyamızın
Okunmadan silinmiş satırlarını
Yeniden nakşetmişim
Kapıda sen duruyormuşsun
Mağrur bir tanrıça gibi ay yüzün
Sanki bu kentte asırlar öncesi
İnfaz edilmiş onca hüzün
Rüzgârın kıpırtısında
Beyaz kelebekler gibi uçuşan eteğine
Tutunmuş duran çocukların
Bir babaya bakarmış gibi bakmışlar ciğerime
Güneş
Ay yüzlü eş
Çocuklar
Yirmi Tavuk
İki Keçi
Bir de
Son perdesine kahkaha ulanmış
Mutluluğun skeci
Suskun usumdan mektup var
Kızma sakın postacıya
Gözlerinin mahkûmu o değil, benim
Susturma hıçkırığımı benim
Haydi sus... Durma...
Susturma usumu
Dinlediğin rüya benim...