Rüzgar
sen hiç rüzgarı gördün mü
ben bir ara gördüm galiba...
hani o ihtiyar dalgın kahveci son ışıkları söndürüp de
ortalık iyice çekildiğinde
avludaki
ay pembe çiçekler açan o akasya ağacının altında
sıra sıra dizilmiş
ve usul usul
huzurla sallanan
açık unutulmuş
o sarı kırmızı mavi lambaların arasında
bir ara gördüm galiba...
sen hiç rüzgarla konuştun mu
ben bir ara konuştum galiba...
hani o sıra sıra dizilmiş
ve usul usul sallanan
o sarı kırmızı mavi lambaların altında
ihtiyar kahvecinin beyaz kedisi yaltaklanırken ayaklarımda
ahşap ve yağlı boyalı
bir o kadar da
koyu mavi sandalyelere oturup
oradan buradan
havadan sudan
ve sonra suskunluktan
ve sonra sessizlikten
ve sonra sensizlikten
ve dalgalar vururken karanlığın içinden
köpük köpük
yosun yosun
o çıplak ayaklarından geriye kalan
ruhumun kumsallarında yürüdüğün
ayak izlerine...
ve sonra
hani laf lafı açmışken
hazır gece de buradayken
sonra o gözlerinden bahsederken
sarma cigaramı ortak
bir ben
bir rüzgar
efkarla çekerken
bir köşede öylece bırakılmış
ihtiyar kahvecinin küçük torununun
üç teker bisikletindeki
o sarı kırmızı mavi pervaneli
rüzgar gülü
deli gibi dönerken
bir ara konuştum galiba...
sana hiç rüzgar seslendi mi
o yapayalnız yanların üşürken
bir sonbahar akşamı ansızın arkandan...
sana hiç yağmur sarıldı mı
sana hiç yağmur dokundu mu
hiç seni yağmur tuttu mu
gitmekten beter
kalmaktan ölüm...
yoksa sadece kuru bir ıslanmak mıydı seninkisi
ortalık iyice çekilince
avluya aniden bastıran
yağmur altında kalan o ahşap masalar gibi...
sen hiç şair sevdin mi
ya da
seni hiç şair sevdi mi...
bak
rüzgarlar seslenir sonra arkandan
bir başka eser...
yağmurlar sarılır sonra sana ansızın
dokunur
tutar bak seni
bir başka ıslatır...
en iyisi mi sen
sakın sevme şiiri
bırak kendi haline şairi
kaç bir an önce
kaç kurtar kendini...
bırak
o ihtiyar dalgın kahvecinin
açık unuttuğu
o sarı kırmızı mavi lambalar
başına bela olmasın
bırak
sallansın
usul usul
huzur huzur
kendi halinde...
Çok iyi şair
İçtenlikle kutluyorumud83eudd20