Rüzgar Gülü
Kasvet ceketini seçmişti hava belli ki bu gün
Mikail'in gardolabından
Gündüz vakti gece matemiydi
Dokunsan ağlayacak yağmuru taşıyan
Gözleri, makaslı çerçevenin arkasından bakan,
Kırışık ve solgun gözleri soruyordu şimdi ufuklardan
Belki kuş kılığında bir melekti artık
O ufuklarda aranan!
Döktüğü yaprakların yasını bile tutamamıştı
Solgun çimlere karışmış kuru dalları
Ne de güçsüz kalmıştı mevsime karşı
Geleceğin koca çınarı
Bir zamanlar kafa tuttukları dünyanın
İspatıydı arkasındaki iki katlı ahşap yapı
Hiç konduramazdı bir tanecik Gül'e ama
Tek başınaydı artık yorgun savaşçı
Bastonun üzerindeki ağır yükü taşınmaz duruyordu
Hiç bu kadar içini dağlamamıştı dünü ...
Anılarla sıvalı yılgın binanın çatısından seyrediyordu
Bütün olup biteni rüzgar gülü! ...