Rüzgardı Ömrüm

Kelamsız bırakırken yine sabahı
Küçük bir öykü yazılır yine sıra dışı hayale
Gayrı damağında kalsın tadı
Ağustos sıcağı kucağın

Bu yürüyüş
Garip renkli menzile
Artık kederinden başka kavgası yok hayatın
Her adım ıssız bir muhabbetin terkisine takılıp, düşe kalka

Kömür desenli patikalarda
Toplayıp son kuşların ölüsünü
Göme göme, mezarlar biriktirip ardında emeklemektir belki de

Takatsiz bir yolculuğun
Ziyan yolcusu
Issız ve yorgun

Hilale dönen ay'ın gölgesine
Yezidi çemberleri çizip
Sıkışmak belki de içine

Zor
Ederimden artan beni bulmak
Geçmişin sürgünlerinden çekip çıkarmak

Yokum
Yoksul sofrasında istavrit kılçığı kadar
Son güneşe asılı kaldığımdan beri ıslak bir çorap misali

O ormanda
Tutmayan hatıra çamı gibi
Göğsüme vurulacak keskin bir metal parçasının son uğultusunu bekliyorum

Siz
Avuçlarınızdaki kınayla
Coğrafyanın o dalgalı nehirlerinden çaldığınız ezgilerle
Halay çekerken kuşluğa

Ve
Üşüşürken başınıza
Pervasız düşleriniz

Rüzgârdır gelip geçen ömrüm
Lodos tadında
İçimden çiçek tozlarını çalıp süpüren...

29 Ekim 2013 942 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 11 yıl önce

    / başımızda pervasız düşler, amansız gülüşler aklımızda... ne güzelsiniz efendim şiiriniz ve siz...👧👧

  • 11 yıl önce

    Rüzgârdır gelip geçen ömrüm Lodos tadında İçimden çiçek tozlarını çalıp süpüren...

    of be hoca;

    aklımdan geçeni resmetmişsiniz satırlara,

    👍

    sevgiyle kalın...