Sabâ
-//
Yokluğuma saf tutmuş bembeyaz güvercinler
Akit biçilmiş ömre, kıldan ince boynuma
Unutulmuş lisanda konuşur mütercimler
Sığ bir ateş dalgası dökülürken uykuma
Ruhuma oyuk açar güneşin en kor yeri
Gölgesiz zikir girer yüreğimden içeri
Düne koşan ızdırap dönüyor damar damar
Dilde pak bir idrakle bin tövbe bin istiğfar
Sayık bir hal üzreyim içimde k’ayıplar var
Tas tas dua iklimi karışırken suyuma
Ruhuma oyuk açar güneşin en kor yeri
Gölgesiz zikir girer yüreğimden içeri
Zihnimin ordusunda teslimiyet, yakarış
Akissiz çığlığımda efsunkar diyetli akış
Kalbimin sürurunda billur gözlü bir bakış
Yumuşak bir mevsim işler asi yüklü huyuma
Ruhuma oyuk açar güneşin en kor yeri
Gölgesiz zikir girer yüreğimden içeri
İki melek yapışmış göğsümün yakasına
Hayat önsözü sürme fikrimin tortusuna
Yakışmıyor azciyet sathımın noktasına
Nurdan bir buhur siner imân yüklü duyuma
Ruhuma oyuk açar güneşin en kor yeri
Gölgesiz zikir girer yüreğimden içeri
Yürek dağını delen sevdakâr bir Ferhat’im
İçimin boşluğunda çelikten bir serhatim
İkbalin sınırında tamamdır itikatim
Mushafın ilmi duvar çekti bütün korkuma
Ruhuma oyuk açar güneşin en kor yeri
Gölgesiz zikir girer yüreğimden içeri
-n u r e t t i n ÖNDER