Sabahın Şu Saatlerinde de
Beni anlayacak bir adam çıkmayacak mı
Şu dünyada
İşte geldim gidiyorum
Dönüşü olmayan bir yolda
İstikamet meçhul
Varış çok
Şüpheli,
Ne kaldı ki şuracıkta
Bir nefese bir soluk
Bir soluğa bir nefes
Bıraktım kilise çanları çalsın
Selalar okunsun
İkisi de
Aynı kapı
Faydasız
Lüzumsuz
İnsanları koymuşlar sır perdesine,
Tutsaklığım
Özgürlüğüme bir bulut olsun isterim
Yağmurlarda ıslansın umutlar,
Biliyorum
Yeşermeleri bir mucize
Ama yine de
Yok mu şu
Belki,
Bağlıyor ellerimi kollarımı
Sabahın şu saatlerinde de,
Kendi kendimle baş başayım yine
Yalnızlığa demir atmış misali
Kuru kalabalıklar baş ağrısı
Kulaklarda gürültüler
İçteki boşluk,
Aklıma
Seni getirmiyorlar değil
Amma velakin neticesi
Hüsran
Çile
Ve
Yolculuğumun geride kalan bir özlemi...
* Berlin, 18.10.2024 *