Sabahla, Sabah Sabah Hasbihal

''Şuan ki bulunduğum ortama şiir yazmak isterdim.
Ve yazdığım şiirin herkesin okumasını isterdim.
Okumaktan ziyade, ortamı onlarında yaşamasını
Onların da benim gördüklerimi, görmelerini isterdim.''

Ne mi görüyorum ?

Bi kere saat sabahın altısı.
Yarım saat önceydi sabah ezanı.
Yani hava aydınlanmıştı şuan.
Yem olmaktan kaçan balıklar bir yandan,
Yem arayan martılar bir yandan.
Leşini arayan kargalarsa ayrı bir suzan.
Ve yanımda hırçın ama masmavi deniz.
Toprağa ve denize düşen yağmur taneleri.
Ve bu birleşmeden doğan o muhteşem buluşma sesi.
Bulutların da yukarıdan 'benim sayemde' tribine girmeleri.
Benimse iliklerime kadar üşümem.
Mütevazı olsun diye böyle söyledim,
Zira iliklerime kadar donmuştum.

Sağlamda giyinmiştim gerçi,
Tedbirliydik yani olacaklara.
Ve oldu da.
Oldu iyi oldu veya olmadı,
Oluruna bırakmıştık sonuçta.
Sonuçlarına katlanacak kişi ben olduğuma göre,
Yaşadığım bu anı hiçbir şeye değişmeyeceğime göre,
Bir anlamı yok yani.

Ama bu çercevede,
Eksik olan bir yer var.
Sorun yapmıyorum tabi,
Krize başvurmadım hemen.
O eksik kalan yeri hemen tamamlıyorum.
Yani kafamda kuruyorum.
Farazi işte, arzu ederseniz,
Aşinayım ben duruma..

Yağmurun altında ıslanan iki aşık var,
Diye yazdım kafamda.
Biri Leyla diğeri ondan Leyla.
Delicesine aşıklardı güya.
Öyle bir aşk ki;

Gökkuşağı namzettir doğuşa
Yağmur şahit olmak ister bu aşka.
Dudaklar çözer gizemi,
Bu sabah aşiftedir semaya.
Deniz de yerini alır,
Semayla arka fonda.

Bildiğin kurdum şuan da.
Baksana!
Fantazi olsun diye bu ortam da,
Islanıryorlar, üşüyorlar ve saat sabahın altısı.
Uyumak ve evde veyahut kapalı bir ortamda,
Bulunmak varken,
Sen kalk sınırları zorla.

Ve elimde demli bir çay,
İki şekerli, iç döngüye doğru.
Akabinde bir rahatlama,
Ve devam eden bir serinlik.
Yudum yudum serinledikçe azalır bardakta ki derinlik.
Bu bir işaretmidir özgürlüğüme,
Özgürlüğümü düşündüm sonra derinlemesine.
Derin derin düşündüm, nasıl özgür olurum diye.

Yağmur misali düşebilirdim yeryüzünün herhangi bir yerine.
Yosun olabilirdim denizin en kuytu yerinde.
Neden bir taş olmasın, en kuytunun da ötesinde.
Daha ötesi olmazdı böylece.

Kimse bilmezdi böylelikle mevcudiyetimi,
Acı çekmezdim aşklardan, yarınlardan.
Yok olur giderdim kime ne ki.

Boşver dedim sonra, yaşarım bu şekil.
Ruhumda bana kefil.
Öyle değil mi ?



Not: Bu hasbihal aslında 5 sayfa :)
Daha da uzun olabilirdi.
Kısaltarak ancak bu kıvama gelebildi :)
En önemlisi sesli okumak isterdim ama sağlık olsun.. :(

30 Mart 2009 130 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (10)
  • 15 yıl önce

    mehmet...çok canlı yayın oldu be bu şiir:):) valla tebrikler:):)👍👍👍👍👍

  • 15 yıl önce

    tebrikler. harika dizeler yine.👍

  • 15 yıl önce

    BRAVO sana....işte şiirini de yazdın,herkes de okuyor...👍 Gözlemlerini ve iç sesini bizimle çok iyi paylaşmışsın ki....gözümüzde canlandırabildik.

  • 15 yıl önce

    Canlı ve yaşam. Gözlemlerden çıkarılacak ders her zaman vardır. Her yerde ve her şartta yaşamak güzeldir. Kutluyorum.

  • Yüreğien sağlık arkadasım... Gercekten güzel ve etkıleyıcı bir şiir okudum...

    Keske şiirini kısaltmasaydın,1,2,3 diye devam etseydın,ayrı bi zevki olurdu bence...

    Nys sağlık olsun...

    Eline yüreğine Emeğine saglık arkadasım...👍