Sabr-ı Eyyub
Neyin derdindesin ey insanoğlu!
Bilmez misin gireceğin toprak bir iki metreden ibaret,
Bugün sığamadığın yüz kırk metrekare senin sarayın!
Ağrılarının ilacı doktorların kaleminde değil ey insan!
Kalbini temizle önce fesatlıktan!
Kuruyupta ipte sallanan ensar,
Ayakları koptu göç sırasından o beyni yakan sıcaktan!
Sabrettiler çıkılarında olmayan suya bile...
Sen şükrü unutuyorsun yüz kırk metrekarende!
Velhasıl üstadım;
Eyyub gibi yedi yıl susmayı beceremedik.
Ulaşmadı duanın güzelliği avuçlarımızdan semaya,
Söz geçiremedik peygamberin yoluna dikenleri seren Ümmü Cemîl'e
Anlatamadı ki koskoca Muhammed kendini Ebu Leheb'e...
Sen yolunu doğru yürü ey ruhani!
Bak seni mahşerde bekliyor en sevgili!
Sürüpte secdede alnına cenneti,
Kaymasın ayakların sırattan geri...