Saçları Yıldız Tozu Bir Kadın

Kıyametim
gözlerimden akan kapkara bir bulutsun
gözyaşlarımın tükendiği bir çizgideyim
dudaklarımdan bin ah çıkıyor sebepsiz
dışarıda ay beni beklerken
içimde bayatlayan duygularımı örter yeşile çalan küller.




Hayır.Hayır!
Ben söndürmedim ay ışığını
dokunamadım hiçbir zaman
gördüm ama dokunamadım!




Bu hayat!
Bu hayat beni sakata vururken
tek bir yaprak kalırken dalda yere düşmeyen
ve gün kararırken gözlerimde
yine çaresizlik sinsice sızdı kaderime
sinsice sızdı beynime.




Yine bir akşam üstü
kızıl bir toprak gölgesinde kaldı şehir
yine çaldı gençlik türküleri yaşama sevincimi
kızgınım
akşam üstü batan güneşe kızgınım
adı sevda olan yaşanmışlıklara kırgınım.




Uyuyor su yine
bense geceye vuruyorum
kendimi geceye vurduğum zaman
nedense çocuklar ölü doğuyor
yoluma giderken düşüyorum derdin içine
hissediyorum kıyameti
ve
gece bitiyor.




Günaydın diyorum,
kafamı kaldırıp bakıyorum Güneş/e,
dertli yine bugün parlamıyor
en kötü günümdü ayrılığın ertesi
adının anlamını kaybettiği gündü
akla esiyor işte
.
Şuan aşkın bi köşesinde bıraktığın sendeyim
meğerse
senin hayalin senden daha güzelmiş.




Bilirsiniz belki
aşk/ı balıklara bıraktığımı
onlarda gitti zaten
bilirsiniz işte
yalnızlığın gülüşlerini
karanlık şehirde göçüp giden hayatı
bir gencin sözcüklere sığdırdığı aşkı
öyle ya biraz bencilim
biraz da öfkeli aşk/tan kalanlara
sevmiyorum kumsal ve deniz aşkını
alelade öylesine ulu orta sevişiyorlar.




Al işte!
Aşk kokuyor
bu şehir aşk kokuyor
bulutlar siyahı yağdırıyor
isyanı giydiriyor
dar geliyor
bu şehir bana dar geliyor
ufkum veda eşiğinde
bu sevda bana haram geliyor !





Gitmem gerekiyor aslında. Aşk hayal ettiğim kadar güzel değilmiş /07/2014