Saçlarının Ayrımında Yeşerir Çiçekler
Saçlarının ayrımında yeşerir çiçekleri ömrümün
Ve ben tohumlar ekerim sevda tarlalarına.
Sen misin baharının muştusu gönlümün, değil
Bense dualar ederim bensiz yarınlarına.
Konmazdı pencereme güvercinler, sakalar
Bilmem hangi çiçeğin yaprağıdır ellerin
Şimdi kokunu getiriyor hırçın rüzgarlar
Bilmem hangi ayın ışığıdır gözlerin
Sevgilim, illa kavuşmalı mı bedenler bozkırda
Ruhun sarmışken benliğimi ne gerek zahir
Gözlerinin yokluğu bu cihandan ağırda
Sen olmayınca kim değse bu yüreğe bakir
Zarif’in gönlünden dökülen şiirdir sözlerin
Kıskanırım seni yazan her bir kalemi
Garibin sevdaya akan sırrıdır gözlerin
Yakarım seni ağlatan her bir sitemi
Söyle, bana kimin ahısın da tutuldum gözlerine
İyi ki misin, keşke misin bilmem, bilemem
Sitem eder kalbim yılların sana götüremeyişine
Sen olsan da, olmasan da; gülmem, gülemem
Baldıran mı, zakkum mudur bana gelişin
Doluyorsun damarlarıma kaçamıyorum
Yokoluş mu, varoluş mu heceler sözlerin
Yakıyorsun kalbimi göklere sığamıyorum
Dudaklarının kıvrımlarından içilir ab-ı hayat
Bir yüz görümlüğü tatsam ne olur
Gözlerinden damlar hüzün dolu hakikat
Ölüm gelmeden içsem ne olur
Seni saklayacağım en mutlu günümde bile
Parmağıma gümüşten prangayı taktığımda
Bileceksin, duyacaksın düşünde bile
Yanacağım, sana her gönülden baktığımda
Adımla seslenmek en çok sana yakışırdı
Senli ihtimaller denizinde boğulmak bana
Sevmenin yürekli kelamı bir tek bize yaraşırdı
Gözlerine meftun, aşık olmak bana
Söyle, hangi günahımın bedelidir gözlerin
Ölüm müsün, hayat mı bilmem, bilemem
Geçilmez çetin bir yol, naz eden iklimlerin
Sana varsam da, varmasam da; gülmem, gülemem