Sadakat
Aşk, para, dostluk eskisi gibi değil yalan hep
bunların bir değeri olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun
siyah bir poşette tenekenin kenarındaki çöplerden farksız
Saati gelince bir çöp arabasına mahkûm
Çocukluğunda değil de,
içindeki çocuğu fark edendir seni seven,
Büyüten eller değildir sadece,
Gözlerinde güven, sesinde sığınak olandır asıl olan.
Sevgi, takvimlerde bir gün değil,
Her bakışta yeniden doğan bir bahardır.
Ellerini tuttuğunda değil, bırakmadığında anlam bulur.
Avm önünde görünce için yanmaz en azından
Kolay gününde değil de ölüme gelendir dostun
Karanlık çöktüğünde ışık gibi belirendir,
Suskunluğuna kelime, hüznüne nefes olandır.
Kaybolduğunda yol, yıkıldığında omuzdur dostluk.
Bulanık bir suda gözlerini açmak gibi
Gerçeklerle yüzleşmek sancılıdır bazen,
Hayatın kirli yüzüne alışır gözlerin,
Ama görmeyi öğrendiğinde asıl olanı fark edersin.
Sokak lambası olmayan bir yolda yürümek gibi
Adımların ürkek, yönün belirsizdir,
Kendi gölgen bile terk etmiş sanırsın seni,
Oysa karanlık, ışığın değerini anlatır sana.
Deprem enkazından kurtulmak gibi
Hayat bazen yıkıp geçer içini,
Ama küllerinden doğmayı öğrenir insan,
Ayakta kalmak ve Zümrüdüanka'ya dönüşmek
Duygularını tercüme edemez bazen insan
Anlaşılmayı ve alışılmayı bekler sadece,
Sözlerden taşan anlamı gözlerde arar,
Bazen bir sessizlik, bin kelimeye bedeldir.
İstisnalar olsa da kaide aynıdır
Kaidenin olduğu taraf mühim olan
Doğru bildiğinden şaşmayan kazanır,
Zamana direnen hakikattir kalan.
Ve en önemlisidir sadakat
Değilsin kasap ki olsun sakatat
Ya özünde vardır ya da hiç yoktur,
Eksildikçe ruhun kalır viranat.