Sadakatın Bedeli
Sadakatın bedeli
Görmeden sevme yetisi insanın hamurunda var
Akıl dumura uğrar, yer titrer, toprak kayar
İtince ten teni, bir yanın cehennem bir yanın zemheri
Yanı başındaki nefese, hem sağır hem dilsiz hem körsün
Asi gururlu , biraz kalleşçe, ama hürsün
Bunun adı ihanet, bunun adı sadakatin bedeli
Bunun adı hayaletle sevişmek, sadece hayal et
Bir ad düşer fırtınalı gecelere
Akla kazınmayan
Bir günah düşer hecelere, ameline yazılmayan
Bir de, bilmem kaçıncı cemre, sayılmayan
Tam yüreğin buz tutmuşken
Dünyanın öbür ucundan bir el uzanır
Sanki anne kokusu
Avuçlarında yaşanmamış sevgilerin tortusu
Bir de yaşanacakların korkusu
Yalan değil belki yanlış
Bir söz düşer dilinden
Ne sus, ne sustur
hafiflersin, bir dağ kalkmış gibi üzerinden
Boz ezberlerini, yeminlerini, verdiğin sözleri
Derinleri taş atarsa bir deli
Düşlerinde bile yatmazsın dizlerine, uyursan uyanamazsın
Bir de
Düşürmezsin adını dillerine, duyarsan dayanamazsın
Hakkını çalmaksa şeytana uymak
Kaçak yaşamaksa nefes almak
Yıkılmaz duvarlarda saklı kahpelik
Kırılmaz zincirlerle bağlı insi cinsi şeytanlar
Aşılmaz sınırların, sınırları belli
Bir yakımlık kibrit çöpü, çiğnenen yasaklar
Uzaklarda bir yerde
Bir adam
Sigara yakar, yaktığın ateşten
Boğulurken dumanında,
Renkleri bilmeyen bir adam düşler simsiyah bir kadın
Bir de cenneti
Oysa, cehennem bir adım
simsiyah