Sadece Bu Kadarım
Ben,
Ağlayan bir çocuğun kısılmış sesiyim,
Boğuk nefesler arasında kaybolmuş kelimeler,
Biraz da gözyaşıyım,
Yahut soğuğum,
Ayazı tutmuş bu şehirde kör bir köşebaşı,
Sokaklarca insandan biri,
Sadece bu kadarım...
Öyle bakma, bulamazsın beni,
Uğursuz bir ayyaşım,
Bir kapının önünde sızan...
Ayıplanmış onlarca sözü var bana bu şehrin,
Biliyorum...
Bu yüzden tutmaz elimi yıldızlar,
Bu yüzden düştüğüm yerden izlerim onları,
Sadece bu kadarım...
Çiçekleri solmuş bir bahçeyim ben,
İçimde zehirlenmiş onca sevgi ağacı,
Kömür kadar siyahım,
Senin kadar insan...
Tanıdığın kadar varım,
Zaten tanıdığın kadarım...
Dövülmüş bir bedenim ben,
Hakkı gasp edilmiş,
Ruhu hükmedilmiş,
Avucumdan alınmış özgürlüğüm,
Bir kenara sızmış kuşkularım,
Yaşamak kadar gerçek acım,
Bilirim kanın rengini,
Bilirim toprağın serinliğini,
Bildiğim kadar hırpaladı hayat zihnimi,
Ben de unutmak istedim her şeyi,
Sadece bu kadarım...
İnancınla onurlandırma beni,
İnanma bana...
Yalanla kertilmiş dudaklarım,
Yalana aşina sözcüklerim,
Ben yalanım aslında,
Kaderim çoktan atfedilmiş,
İnanma bana...
Sadece bu kadarım...
Duvarları boyanmış sokaklarım ben,
Sen sevme beni,
Sokak lambaları bile aydınlatmaz silüetimi,
Yola dik konmuş iki küçük parke taşıyım,
Kim bilir hangi çocukluğa şahit soluklarım,
Kim bilir kaç bedende yaşadım aşkını,
Sen sevme beni,
Sadece bu kadarım...
Bu kadarı bir ömür yolu.. Kutlarım güzeldi şiir, sevgiyle.
İyi şiir Sefa tebrik ve beğenimle
'Bildiğim kadar hırpaladı hayat zihnimi' cümlenin kendisi bile hırpalamaya yetiyor. Güzel şiir, kaleminize sağlık. Sevgi ve saygıyla..