Sadece Rüzgâr Gelir Güvercinlerin Cenazesine
Gözleri zeytin karasıydı kiminin
kiminin deniz mavisi
elaydı kiminin
kiminin zümrüt yeşili
günahları çocuk günahlarıydı
gençlik eksiklikleriydi eksiklikleri
ne affettirmelerine fırsat tanıdın günahlarını
ne kapatmalarına eksikliklerini
Bir sorun varsa eğer
neden halletmiyoruz aramızda
bu hayatın manasızlığını biliyor
ona mana katabilmek için çırpınıyoruz
ve sen her seferinde
ölümlerle parçalıyorsun
-Tanrım, neden bizi
çocuklarımızla vuruyorsun?-
Sana isyan etmiyorum
biat etmedim ki isyan edeyim
ama merak ediyorum
eğer varsan, niye çocukları öldürüyorsun?
Acıyı biliyoruz
acılarla parçalandık
ama her acıyı da
bilmek zorunda mıydık?
-Tanrım, var mısın bilmiyorum
eğer varsan, bana bu şiiri neden yazdırıyorsun?-
Rüzgârın taradığı
başak sarısı saçları vardı kiminin
kiminin kehribar, kumral
at yelesi gibi parlayan
kuzguni siyahtı kiminin
şefkat isterdi bakışları
anne göğsünde okşanmak başları
neden kırıyorsun bileklerini annelerin
çocukları neden öldürüyorsun?
-Tanrım, neden bizi
çocuklarımızla vuruyorsun?-
Seni ve çocukları düşündüm tanrım
derin bir acı
ve ruhumuzda uzun zaman çınlayacak
kederli bir çığlıkla
onları sana emanet ediyoruz
Eğer varsan, diyorum ki
hayatta onlardan esirgediğin şefkati
hiç olmazsa gittikleri yerde esirgeme
ve tanrım, artık n'olur çocukları öldürme...
-Güvercinlerle ve cenazelerle
ve sessiz çığlıklarla yürümeyelim...-
bu şiirin başlığını ve içerdiği dizeleri ahmet altan'ın 1997'de yayınlanan karanlıkta sabah kuşları'da tanrı ve berke adlı denemesinde görmek beni çok üzdü!...
kendi adıma söyleyebileceğim tek şey:
ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BİR DÜNYADA YAŞAMAK HİÇ DE ADİL DEĞİL.
Selam olsun dost kalem.
Güvercinlerle ve cenazelerle ve sessiz çığlıklarla yürümeyelim
tebriklerimle
ve hala bayraklarımız bile gökte gürül gürül dalgalanıyorsa ve hala meclisin çatısı altındakiler bizlere çok sevimli geliyorlarsa ve hala koyunsak şiiri konuşturan şair...
sınırsızlıklar içinde yaşayan tanrılar artık insanoğlunu da sınısızlıklar içinde asırlardır öldürüyor yok ediyor tarihin karanlıklarına gömüyor. bu onlar için çok olağan bir yaşam tarzı. seviyorlar böyle yaşamasını. aklın yolu bir midir. aklın yolu birse sizdeki barış şiirdeki sorgulama neden tanrılarda yok? çünkü bu tanrılar da hepimiz gibi insandır ve akılları mı desem zeka seviyeleri mi yoksa aykuları mı? ama çok akıllı oldukları kesin. neden dersiniz? ne güzel işte, gerçi yazmaktan ben de sıkıldım ama ne değişti hayatımızda? herkes işinde gücünde herkes tatilde herkes televolelerde herkes fenebahçe sorununda herkes magazinlerde herkes kahkahalarda herkes alemde herkes meyhane de herkes neşe de vs...yas mı? o da ne! tanrıların da istediği bu değil mi? ve tanrılar ne yapsalarda hak edenlerden değil miyiz? bu emaneti alanların esasında en acınası halini yansıtır yaşattırılanlar. bu emaneti alanların perdeleri açmaya hiç niyetleri yoksa ve atasözlerimiz ( ben nefret ederim) bana dokunmayan yılan bin yaşasın veya su içine yılan bile yanaşmaz gibi saçmalıklarla dolu olunca, ekonomimizin dalları kaf dağlarının arkasında yatıyorsa politikamız çok çok yetersizse ve hala suskunsak,