Safkan Lanet

Ben yaralı lahzaların ipini zamandan söktüğümde
Ağzıma konan kuşların kanatları dökülecek
Aklımın ormanlarında pervasızca dolaşan insanların omuzlarına
Düşünce çöplüğümde başlarına gelen felaketin kıvrımlarında kaybolacaklar
Sessiz ve bir o kadar da hızlıca

Her birinin ruhunu Mesih karşılayacak
Arafın görkemli kapısında
Her birinin kirpiklerinden düşecek aşk
Bakmaya bir mecal kaldıkları günah defterleri üzerine

Onlar suçlarını biliyor üzülme!

Soluduğum sevişmelerin kurak topraklarında arsızca yaşadılar
Yalnızlığın kemirdiği parmak uçlarımdan hoyratça beslenirken
Hamd etmeleri gerektiğini hiç düşünmediler
Bırak cehennem ihtişamını kussun gözbebeklerine
Her ne kadar sura üflemiş olsa da Cebrail
Düş fanuslarında saklanılan fırtınalar
Mecnunun soğuyan bedeninde henüz
Kopmaya cesaret edemeyecek

İşte o vakit sen
Kibirimden inşa ettiğim sırça sarayda ara beni
Gözlerimin boşluğuna gark oluyorken
Cüssesiz elemler topluluğu
Kekeme mezheplerde sorgulanıp köreltilecek
Aciz fıtratımın balçıklı güneşi

Son dileğim olacak muhakkak!

'Kalem lekeleriyle kirlenmemiş kefenimi kutsasın
Cüzzamlı seslerin lanetlenmiş ilahisinde yankılanan Tanrı'

Sonra bırak bedenimi karıncalar taşısın toprağa
Katran karası tırnaklarıyla gömsün beni
Eteklerinde husumet sallandıran ucubeler
Ay'ın rahmine düşürülen sabahlarda doğsun
Kimsesizliğin sancısı
Seyreltilmiş beklentiler peyda olsun kalbimin üç damarıma
Sessizliğin fahişesi soyunup
Özenle gizlediğim uçurumdan atladığında

Ve ben bileyim ki
Tek yanağındaki gamzede bağı bozulan mutluluğun tohumları
Nihayet kaburgalarımın içinde yeniden yeşerecek

06 Ekim 2012 53 şiiri var.
Beğenenler (9)
Yorumlar (5)
  • 12 yıl önce

    kalemim kaleminizi görse kalemliğinden utanır . şanım ünvanım dilbaz olsa kâr etmez ben daha hamım ne şems bana pişti ne ben şemse yandım yusuf değilim kör kuyularda eşlik etmez melekler meftun olmaz züleyhalar arzuhalim figani olup haddimi aşmak değil sizin şiirinize anca bülbül olup yanmaktır bana düşen

    bir manası varmı bilemedim ama bana israfilin nefesinden üflendi sur denmişti :)

  • 12 yıl önce

    Aslı hanım debisi yüksek şiirlerinizi😙 olmaktan son derece keyif alıyoruz.Derinliğinde kaybolmamak mümkün değil.Hele ki imgeler olağanüstü güzel.

    Nice güzel paylaşımlara Eyvallah Usta.

  • 12 yıl önce

    Onlar suçlarını biliyor üzülme!

    herkes biliyor,bilmeselerde bir mahkeme var onlari bekleyen. organlarin dile geldigi mahkeme.

    kalemi kalemime ikiz sairem ozledim seni okumayi.

    daim sevgimle.

  • 12 yıl önce

    Sonra bırak bedenimi karıncalar taşısın toprağa Katran karası tırnaklarıyla gömsün beni Eteklerinde husumet sallandıran ucubeler Ay'ın rahmine düşürülen sabahlarda doğsun Kimsesizliğin sancısı Seyreltilmiş beklentiler peyda olsun kalbimin üç damarıma Sessizliğin fahişesi soyunup Özenle gizlediğim uçurumdan atladığında 😙😙😙

    yüreğinin güzelliklerine geç kaldığım için bağışla değerli şairem, AFFOLA. Yüreksi satırlarında gezinip duruyorum ve okudukça okunası tümcelerinde ara ara kayboluyorum. ne denir bilmem ki .. YÜREĞİNE VE KALEMİNE BİNLERCE SELAM OLSUN 🙂

  • Ruhani dünyanın doğal dünyayı kullandığı ve kontrol ettiği fikri sabittir sanki "Yaşlı Gemici" sinde Samuel Coleride'in

    Su, su nereye baksan yalnızca su, Güverte tahtaları çekti zamanla Su su nereye baksan yalnızca su, Ama hiç bir yerde yok içecek bir damla Ve İnanılmaz bir şey oldu, Tanrım; Denizin ta kendisi çürüdü. Ve sümük gibi olmuş sularda Sümüklü yaratıklar sürünüp yürüdü Kaykılıp yatarak, doğrulup kalkarak; Dansetti gece ölüm ateşleri Ve mavi, yeşil, beyaz yandı sular Kaynayan bir cadı kazanı gibi...

    Ve ne hissediyorum biliyor musun şair? Biz gibi yani bir alemden başka bir aleme geçerek yazanlar alemler arasındaki o betimsiz eşiğin üzerinde yaşamlarını sürüyorlar zaten...

    Çok ama çok etkilendim...Sevgimle.