Sağanak

Kalbi körük olanların ormanında
İyilikten tütsü yakıp
sakinleştirmek istedim karanlığı
Acılar alev aldı elimde
Yanmayı isteyip
sağanak beklemek
Çelişmek olmazdı aşkın kitabında
İlahi kibrin eseriydi
tanımlanamayan ne varsa
Anlamlandırmak için uğraşmıyordum
geceyi
Üstünde yanan
alev toplarını
Kalbimi ikiye bölen
ayı
ve yüreğimi ısıtan
sıcaklığını da
Kapanan her kapıyı
tekrar açılacak mı kıpırtısıyla
beklemekti özlemek
Hecin develeri gibi
yola koyulduğumda
Su yerine seni diledim
Ancak o zaman katlanabilirdim
çölün sunduklarına
Belki
Rüzgarları getirecekti serin çöl geceleri
Kum fırtınaları eşlik edecekti gözün gözü görmediği
Bir öğle vakti ölecekmiş gibi yakacaktı sıcaklığıyla
Hesap edilmemiş ne varsa
Vefaya edilmiş yeminler adına
Belirsizlikleri göğüsleyecektim
Takvimleri kovalarken yıllarca
Dönüp yaprakları okumak
Anılara özlemle bakmak
Günün sözü ne olurdu diye
Yüreğine sormak
Geriye bakınca
sözü şiire bırakalı
hayli zaman oldu
Sükutu tevil etmek istedim
Elimde yandı bütün mısralar
Kısa bir aydınlık oluyordu ormanda
Bir güzel bakışınla
Geriye kalan
alabildiğine gözyaşı
hüzün ve korkuydu
Benim sağanağım da
böyleydi işte
İnandım ya bir kere
Herkes
Cenneti isterken
Cehennemine talip olmuştum
sevdanın
Kalbi yitenlerin sırtında
Bir hırka da yoktu
Rüyalardaki kadar
Üryandım
Kaleminize, yüreğinize sağlık
Kalbi yitenlerin sırtında bir hırka da yoktu. Ahh hocam. Yüreğinize sağlık..🙏💐