Sahi Sen Yine Bedava Veriyor musun

Üşüyorum...

..../
Aylardan Şubat...
Etraf buz gibi,
koğuş lambalarına,
her zaman ki gibi ,
sinekler kelebekler uçuşmuyorlar artık.

Merak ettiğim,
mart ayına az kaldı.
Sanırım mart ayını kediler dört gözle bekliyorlar...
Gerçi senin için her ay mart olsa da,
sormadan edemiyeceğim..!

Malum evdeki ışığın hala yanıyor mu ?
yanıyor ise;
kırk watlık ampullerle süslü
kırmızı neon renklerle bezenmiş odandaki
ampulüne yine sinekler üşüşüyorlar mı ?

Sinek deyince buradaki sivri sinekler çok ama çok iri,
kanımızı emiyorlar.!
Ama;
bizden çok memnunlar, bir saniye boş bırakmıyorlar...

yüz defa söyledim,
bizim Ortalıkta gezinen Yırtık Recep'e..
Kenefi kapat ulan anasını !...
Recep'in anası yok, pek umursamıyor...!

ama;
buradakilere göre,
iyi çocuk, Recep..
bir dediklerini iki etmiyor mahpustakilerin,
onlarda ona her türlü kolaylığı gösteriyorlar ! allah var,
alan razı, veren razı...!

Beni sorarsan ?
ki;
sormuyorsun !
iyiyim..
dostunun akrabaları haber yollamış !
Tahliye gününü bekliyorlar..

Vız gelir tırıs gider merak etme...!

sen üzülme yeter,
ben senin için on değil ömrüm olsa yüz yıl, yatarım...
hem sen;
benden iyi enayiyi nereden bulacaksın..
nasıl olsa hava beleş su beleş..

yan gel Osman !
merak etme sen beni Yosmam...

gelirsen ziyaretime iki eldiven bırak,
çıkınca buradan bana lazım olacak.

Bilirsin ben bu hayatta izler bırakmayı severim,
lakin;
bu sefer seninle karşılaşınca,
etrafta sana dair izler kalsın istemiyorum..

yani;
iş temiz olsun,
nasılsa;
hava bedava,
su bedava,
Mahpus damları bedava,
bir alana on yıl bedava veriyorlar..

Sahi sen yine bedava veriyor musun ?
yoksa geriyor musun ?

korkma !
nasıl olsa senin yanında aşklar satılık !
sen sat aşkını on paraya,
ben parmak basarım çıkınca o yaraya....!
Etin, belki üç gram eksik düşer, koyunca daraya...!




çobandan sevgilerle ...