Sahibinden Mısralar II
lunaparktaki aynalar gibi bakıyordum hayata
ya ben küçülüyordum
aynalar devleşiyordu
ya ben devleşiyordum
aynalar küçülüyordu
subjektif bir yanılgıda
rus ruleti oynuyorduk korkularımla
yangınlar çıkıyordu
cennetimin ormanları yanıyor
toplu mezar oluyordu içindeki canlılara
sonrasında
kamuya açık araziler oluşuyordu yürek coğrafyamda
geceleri, hüzünler konduruyordu evlerini arsızca
gün doğumlarında
bir karış toprak bulamıyordum sevda yangını papatyalara
hayat akıp gidiyordu tüm suskunluğunla
bir gün...
benim gibi bakan bir adamın gözlerine bakarken buldum kendimi
eski tahta bir masanın iki yanında
masadan daha eski sandalyelerde oturuyorduk
aylardan eylül
yaz sonu
hava sıcak mı sıcak
hani şu pastırma sıcağı dediklerinden
ve karşımda bana bakan bir çift ela göz
üstünde İzmir kokusu
ellerinde emeğin nasırı
yüzünde zamanın acımasız izleri
-hayat. dedi.
seninle geçmeli.
işte o an
matruşka bebekler gibi kendi içimde çoğaldım sanki
yazılmış bir kaderin karakter oyuncusuydu karşımdaki
sağ omuzumdan sufle veriyordu bir ses
'- evet.işte O, işte O.'
...ve yüksek sesle konuştu yüreğim
kalan ömrümün her anı senindir sevgilim.
👍👍👍👍👍👍👍ne mutlu,uzun mutlu bir ömür dileklerimle
Doğru kişiyi anlıyor pek çok yürek,yanılanlar olsa da.
Hem İzmir kokusu Hem Eylül üstelik..
Sağlam temel..
Sevgi örülü çatısı..🙂
Kutlarım👍