Sahile Varan İncir Ağacı
düşünürken boyun eğmiş gibiydi
o an teslimiyet merhalesine ulaşırken
uyananlar koşardı hileli münazaralarına
kıyametler kopardı
farkındalık açmazının ulu sesi
derin secdeli cesedine nankör derdi
toprak kadar mutlu olabilen için anlatılmış
son yağmurları dinlerdi
fakat hareket devam ediyordu gül asmalı konakta
sahile varan incir ağacının korkunçluğundan başka
teselli sunacak pencereler arandı
düşmedi düş içinde buyurulan
kayıklar ilerledi
sisler arasında kaybolduk
bu boğucu özgürlüğe karşılık
ayaklarımızın hatırlanmasını istiyorduk
elini tahtaya sürüp ısıttı
binlerce kez kaydığı eğimin en mutlu anı hızdı
alnına götürüp tahtayı hissetti
gidip geldi iki duygu arasında
nasıl anlatabilirdi ki artık yaşamadığını
ölüm berbat bir şeydi
hiç anımsamadığı yokla var arasında
sağ elini kullanmayı unutmuş günahkarların
edinilmiş huylarına yazık demenin ne anlamı vardı
kışın üşüyüp sol elinizi kalbinize dayadığınızda
her şeyin size ait olduğunu öğreniyordunuz zaten
nevi muhtevasına son sözleri iliştirdi
yazacak takatinin olmadığına kani oldu
kelamını boşluğun gücüne asıp ıslıkladı
kendini kendince avutup yıldızlara dek
uzaklardan gelen kaval sesinin çobanını aradı.
Okunmalı şiir.
Ve de yorumlanmalı şair👍
Kutlarım...