Şair Tutulması
Ey şair, senin hammadden nedir
Hangi hâldesin kendi aleminde
Ne dolaşır aklının ücra köşelerinde
Neler gizli beyninin derinliklerinde.
Ruhun neden yapılmış ki
İlle de şiar edinmişsin aşkı
Varıp muhabbetin en koyu yerinde
Bizi kelimelerle yaralar durursun.
Hatırlar mısın, bir zamanlar
Büyük kavgalara girişirdin
Cepheden cepheye dövüşür
İnandığın davan uğruna
Ölümüne savaşır, didişirdin.
Geçmek bilmez günlerin olurdu
Unuturdun; etten, kemikten geldiğini de
Öfkene; gün yorulur gece yorulurdu
Durulurdu dumanı medetsiz zamanın
Ruhun, isyan ateşiyle yoğrulurdu.
Günü geldi ağladın
Yasla kavruldu için
Sorular sordun kendi kendine
Neden bu bitişler; ölümler, niçin!..
İnsanlığı sığınak kılmıştın kendine
Kıblegâh bilmiştin sevgiyi, dolamıştın diline
Bakmazdın kimsenin rengine, şekline
Bilmem ki şimdi neden
Kan ağlıyor sırça yüreğin
Sel olmuş taşıyor için, sığmıyor bedenine.
Sözünün üstüne söz söylemek
Asla kabil değilken
Şan, şöhret edinmek
Sana, İş bile değilken
İtip elinin tersiyle her şeyi
Kalkıp, düzene kafa tutmuştun
Ezilenler safında nefer olmuştun.
Sen, Arafta kalmadın hiç
Taraf oldun, tutundun hayata
Kıldan köprüler geçtin de
Bertaraf olmadın asla
Olmadın cismi kayıp
Ne aklı ziyan, ne fikri linç.
Ey şair!
Gel, etme eyleme
Sesi olduğun bu şehirden
Küskün ayrılıp, gitme!
Açıp yelkenleri bilinmezliğe
Aşksız bırakıp ardında kalanları
Karanlık kaderlerine terketme!
yüreğinize kaleminize sağlık hocam