Sair Yaşamlar

Kelebek umutla bekler rengârenkliğini
Yeddi koca yıl kozasında
Ben umutla beklerim seni
Sair yaşamım
Kocayan mahpus damı dünyada
Hasretine kapaklanır beklenişlerin
Sarayburnu akşamlarında
Ceyhan taşınır gün boyu okyanus sofrası Akdeniz kucağına
Hecesi taşınır
Gecesi taşınır
Böylesi
Böylesi taşınır ömrümün ölçeğine yağmur çisesi gözüm

Kucağında bebesi bir kasaba gelini
Taşır Anadolu'nun Afşin'ini
Bir Elbistan tenhasında hastane devletinin taş koridoruna
Taş rengi alevleyen bakışlarında
Yeşil mercimek tanesi göz bebeklerinin gözümün bebeği
Küçülürüm bir çift mercimek tanesinde
Küçülür surları tarihin
Saliha gelinde tohumu filizlenir
Sair yaşamların
Karnında kocasının çocuğu
Yanında kocasının babası
Sırtında kocası
Koca... Koca... Koca...
Koca
Dar bir koridorda umudun aşısı
Serum kokulu odanın seslenmeyen kimsesizi
Doktor eflatunun
Çalan bilen dokuyan örseleyen çabalayan
Ellerine bırakır daralan göğüs kafesini

Bütün akarların tükettiği ömrüm
Sende akar oldun tüm zamanlarda
Kelebek kozası çabalarınla
Galip olsan da
Kısa bir süreliğine
Ölüme...
Ne diye bekleyeyim
Yarını
Ne diye özlemle- neyim- özlemine yarının
Tükenmek için mi biraz daha ölüme yaklaşmak...
Kurtulamadığımız tek şey ölümden
Boşanmak hiçte kolay değil

Yaşamayı seviyoruz değimli...
Ağrıyan ağrılarımıza rağmen
Yaşamak diyoruz...
Sair yaşamlar sair zamanlarla

07 Nisan 2010 181 şiiri var.
Yorumlar