Saklı Mevsimin Açmayan Çiçeği
Yazın ilk gülümsemeleri
Rüzgârın baharla aşkı bitti bitecek
Sahile bir masa atmışım
Ortasında papatyaların hiç görmediğin kardeşleri
Öyle bir masa ki yok yok
Ayakları denizin kumsala kavuştuğu yerde
Dalgalar parmak uçlarımdan koşturuyor yok olmaya
Hissediyorum o zaman iliklerime kadar seni
Karıncaların sırtında üzüm taşıyarak hazırladığı
Serçelerin üzerinde zıplayıp tek tek ezdiği
Ağaç yapraklarından içilen bir şarap sofrada
Bulutların güzelliklerine bakarak büyüttüğü
Göçmen kuşların bulmak için diyar diyar gezdiği
Deniz kabuklarından yenen meyveler huzurunda
Denizin kumsala kavuştuğu yerde yine aynı ezgi
Senin bana gelişinin hikâyesi
Hep aynı ton hep aynı tat
Çalmak için elleri de ayakları da yok oysaki
Rüzgâr usulca okşuyor tenimi
Sensiz geçen günlerimi teselli eder gibi
Gülümsetiyor meraklı martıların sorgu suali
Bu sofra sevdiğin kadın için mi?
Hayır diyorum hayır
Sevmek istediğim kadın için
Saklı mevsimin açmayan çiçeği
Ve onun gözlerin görmediği rengi için