Şalcı Bacı'nın Ölümü
cumhuriyet'i kuran
sakallı ve başörtülü vatanseverlere ne oldu dersiniz
avrupalılar gittikten sonra
öz evlatlarınca derdest edilip
berbere götürüldüler
namlular ucunda
koltuklara oturtuldular
gericilik alameti olan
sakallarından
ve başörtülerinden arındırıldılar
o büyük savaşta
düşman süngüsüyle
düşman topu, tüfeğiyle
düşman ihanetiyle öldürülüp
buluttan kopan yağmurlar gibi
toprağın kanına karışmadıkları için
ne de kederliydiler
toprağın üstü
toprağın altından daha şerefli değildi
ruhun özgürlüğüne kavuşmak
bedenin esaretine bin kez tercih edilirdi
bir şey vardı
onları boğan
onları öldüren
o şey
aynada gördükleri kendilerinden başkası değildi
savaşı kaybetmişlerdi
artık onlara benziyorlardı
yoldaşlarını kılıçtan geçiren
topraklarını kirli ayaklarıyla ezen
namuslarını kirleten
çocuklarını canlı canlı gömen
kanlı elleriyle düşlerini kirleten
düşmanlarına
benziyorlardı
benzemek zorundalardı
ve en korkuncu
çocukları, gelecekleri
belki de sonsuza dek onlar gibi olacaktı
tecavüze uğrayan bir kadın
karnında taşıdığı düşman kanına
ne kadar sevgiyle bakarsa
geleceğe o kadar sevgiyle bakacaklardı
işte bu yüzden
iskilipli atıf hoca ölümü seçti
erzurumlu şalcı bacı
erkekçe darağacına yürüdü
ve daha niceleri
böyle bir son için toprağa karıştı
ve sen ey çocuk
artık babanın babasına
ve sen ey çocuk annenin annesine
benzemiyorsun
diyeni bile olmayan
ve sen ey çocuk
ulusal yalan günlerine hoş geldin
ama unutma
atanın katiline benziyorsun...
30.08.12