Saman Rengi Yaralar
tedirgin bekleyişlerde zaman
istemsiz çabalardan doğdu
bizim öykümüzde bir anne iki çocuk
ne ararsan vardı ama bir tek
adam gibi bir adam yoktu
alnını alnıma vurduğun
o yunan meyhanesinde dün
bütün balıklar öldü
kalbim senin şehrindir
nereye gitsen orası vatanımız
oysa ellerim ayrılık yurdu ve büsbütün
tedirgin bir bulut gibi
aşkınla yollara düştüm
bu en acısıdır en sonuncusu
şavkıyla bir bıçağın yüzünde
Ay nasıl susturulabilir
dizleri eski bir yaradan
kanayan çocuğun
annesine benziyordu gözleri
benimse içimde sevgilimin
kalbini parçalıyordu nemi
ıslanırken dudakları seherde
kuru iklim güllerinin
ayaz içini öptü avuçlarımın
baktım dili yok kelimelerin
uykunun aşkın yazın
öylece kalacak kitaplar raflarda
sadece başını öne eğip
ağlayalım dedikten sonra
ben de sustum artık ağlayan kim
ağlatan kim bilinmez
meçhuldür başını koyduğum diz
içince biliyor musun
büsbütün içime doluyorsun
kifayetsiz kalıyor her şey
kendinden geçiyor
mıknatısa takılmış gibi atomlar
bilmiyorum neden bana düşüyor
çıldırtan bu akşamlar
bu mezbelelikte çürüyen gönül
yine de nereye düşüyorlarsa
ben orada ölüyorum
dilimin içinde nazlı bir kader saklı
kalemimin ucunda eni konu
yaslı bütün kadınlar
gelip gidip aşkı yüzüme vuruyorlar
kimin kimi sevdiğinin
ne önemi varsa artık
kadınların çoğunun kendi hikayesinde saman rengidir kanayan yaraları, çok güzeldi şair içten tebriklerimle