Sana Adağım

Ne erken
ne de geç
gıyabide değil tanışıklığımız
ay ışığına bulanmış yüzünle
dalgınlığımın tuvalinde
yazgımızda buluşurduk

bütün kilitlerini kırıyordum satırların
koşarak cümleden cümleye
kamaşan bir paragraf olurdum
dövünürdüm
acıların da sana yakıştığına...

benliğini çoğaltarak
yürünmüş yollardan geçip
sokaklara
dillere nakışlanmış
şifrelere dokunurdun
yasadışı / sakıncalı
yaşamadığın bir hatırada kalmak için
mazinin ardı MÜJDE olurdun
ama... bir kere vurulmuştun

düşerdi dağlar sesine
gözlerinin saydamlığından seyrederdim
kıvranan o mekanı
tırnakla, dişle direncini

haykıran bir serüvende
ulaşamayacağını bile bile
inleyen ağaçların yeşilliğinde
sayısız mektuplar yazardın

bekleyişin sabırsızlığıyla
seyyahtın gülüşlerin sıcaklığında
serzenişli yakarırdın / ışıltılı sulara
tanrılara
toprağa
tüm yitiklikler adına

kartpostallarda sekiyor, taşıyor çekiciliğin
boyun eğiyorum sana akışıma fark etmeden
ihtiyatlıyım gizinde
incinmesin diye
kitap kitap konuşan suskunluğun
adaklar sunuyorum...

unutma
sen her şeyden öncesin
yok çıkmazı arayışının

18 Eylül 2024 14 şiiri var.
Yorumlar