Sana Gitme Diyemedim Diyeli
hayli zamandır
tozlu raflar karşısında yaşıyorum
sayfalar arasında sıkışmış
mavi bir hasret karşısında
dizleri üzerinde doğrulamayan
bir bastonsuzum
yolculuğum
ki bu benim sensizliği
alfabetik serzenişlerle yaşadığım
tükenmişliği sorgulatan bir hikaye
hiç de kolay geçmiyor
sana gitme diyemedim diyeli
dizlerim üzerinde tükendim ben
hakikat ağırlığı çöktükçe omuzlarıma
nefesimi daha bir sıkı tutsam da
hep korktum uzanmaktan
ellerim değse
parmak izlerim şahit kalacaktı
dört yapraklıların yüz çevirmesine
minimalist benimsemelerle tükettim
duyguların çoğulculuğunu
karşılaşsak
İskenderiye'nin ihtişamı karşısında
okuma bilmeyen bir yolcu gibi kalakalacağım karşında
tozlu raflar karşısındayım
toz kaçmıyor olsa da gözlerime
gösterimi yasaklanmış
evrensel bir filme
demir korkuluk oluyor kirpiklerim
oysa aşk
akabinde doğrulmanın geldiği
sola çekimli eğilmekti
eğildim bende herkes gibi
ama
doğrulamadım
doğrulup da bir selam çakamadım kuşlara gülümseyemedim gökyüzüne
sana gitme diyemedim diyeli
bakamadım gökyüzüne
geceleri de sevmiyorum eskisi gibi
benim için
raflarda maviyi örten bir karanlık sadece
ama toz kaçsa gözlerime
belki de
geceye normal sayılacak
tavsız melankoli hissiyatım
doğrulup yüzümü yıkayacağım belki de...
Şiir okuyoruz sayfaya her geldiğimizde. Tebrik ederim Hüseyin şairim. 🧿
"parmak izlerim şahit kalacaktı dört yapraklıların yüz çevirmesine" bu dize ile eşiğini atlayan bir kalite var çok beğendim... Bir küçük sitem; affınıza sığınarak, yakıştıramadığım yabancı bir kelime "minimalist".Her ne kadar felsefesi modern hayatın içinde bir nefes sıhhat gibi güzel olsa da yine de yabancı hissi verir... Sizin dışınızda bir başka şiirde ise "stabil" kelimesini bir diğerinde "egzajere "kelimelerini okudum üzülerek... Şiire gölge etmesin sitemlerim, tebrikler, sevgiyle...