Sana Kalsın
gözlerin
düş evreni
gittiğinde siyaha çaldı
avucumda çakıl taşları
yok,
öyle değildi
tüm kelâmlar yalan, masal kadar misal
bıraksam yatsıya kadar yanacak belki
üfledim, söndü
yalandı evet
boş bir mekanda
elimde kuka tespih voltalarken puşt zulalarda, seni unutmak
alnıma biriktirdiğim teri soğuturken, sulukta
kuşlukta uyandırıp rüyamı
kaybetmek
kayıp
yüzünün arifesini
bırakıp araf'a
var mı
yoksa yok mu
ben bilmem
erenler der hele bir sırat'ı geç
beyhude,
zaten kıldan ince
kılıçtan keskin kaldırımlar
bir de ayaklarımda tavlanmış pabuçlar
yürüsem canım yanıyor
dursam yüreğim
varsın sana kalsın artık firdevs-i ala
kırk satır yeter bana ...kırk katır ya da.