Sandal Ağacı

şehrin boğuk sesleri rüyalardan olmalı

gecenin jilet kollarını esmer bir çocuk

bir arabanın camına yansıyarak anlatmıştı

neon umutları saklayacak zulası yok kimsenin

Ve bir kavramdan ötekine yüreklerimiz mürekkep lekesi

bozkırda bir tilkiye ah demek günahtır

gözyaşını havanın nemine ekliyorum öyle eksik

kuraklığından mıdır bilmem içimin

ağacı anlattığın kadar yeşili bilirim

İkna etsem yakalayacağım ikimizin gölgesini

sudan susmayı

her yolun varacağı yoksun havzaları işittim

bütün yağmurlar beşiğini sallar denizin

Sen;

dalgaların getirdiği çöl çiçeğisin

özsuyunda akar adı sandal ağacı

suçlar rahmet kokar bağışlamanın nefesinde

her ışığa bakamaz insan

bazısı ölüm kadar sessiz ve içten

ruhumu bir çölde bıraktım

kimseler inanmıyor

Ben, ben değilim..

06 Aralık 2020 27 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 3 yıl önce

    Hıçkırıklarla rüyaları karşılayan esmer bir aldanışla baktım yanağı gül kokan masalların ötesine giden O kimseye... Benim anne kavramından öteye geçişim kahr olası vakittir öğrencilere iki bilinmeyenli denklem anlatışım, susmayı ekleyerek tüm eşitsizliklere ölüme gardımı alarak... Bilmem, kurak mıdır içim? Her nasihatinde parmağı tehdit doluydu babamın, oysa tek gördüğüm nasırlı parmakladıydı, hiç söyleyemedim. Kendi susmamı işittim. Çünkü susmak evimizin çöl çiçeğinin kıblesiydi. Her ışığa secde edemezdi insan. Sildim ikbâlsiz bağışlamanın nefesini, yine de annem kokar kursağımda daralan el yazmalarının motifi...