Sanrılarım
Sanrılarım artıyordu,hayalin gözüm önüne perde perde indiği an,
Adını sayıklıyordum gecenin uykuyla bütünleştiği anların her birinde,
Ruhum bedenimden ağırdı,taşıyamıyordu artık hiç bir sensiz yükü,
Hayalin zuhur ediyordu,gündüz dahi her bir varlığın üzerinde.
Kâr yağarken,sen iniyordun gökyüzünden, her bir kârın üzerindeydin,
Gülümsüyordun bana ,geliyorum sana diye müjdeler veriyordun,
Yere düşüyor ve eriyordu senle birlikte kâr,bende buhar oluyordum,
Ve gözümden üç damla yaş dökülüyor,suya karışıp senle birleşiyordu.
Kabusum oluyordun ,gecenin sabaha karışmadığı anların her bir anında,
Sicim sicim ter dökerken hücrelerimin her birinden,dudağım kupkuruydu,
Gözlerim dalıyor,duvara bakıyorum ve sen duvarda zuhur ediyordun,
Ve hüzünlü bakışlarla bakıyordun bana ve ben o an deliriyordum.
Haklısınız Safiye hanım ,fakat uzun mısra yazmayı seviyorum,uyarınızı dikkate alacağım lakin.
Yaşadığınız hüznü dizeleştirmişsiniz...Keşke dizeler daha kısa olsayı çünkü uzunluk ahengi boğuyor...zorluyor yüreği...Şiirlerde aşkı sayıklamak ve sanrılarda izini bulmak anlatımı güzeldi....şiirlerde yüreğinizin demlenmesi dileğiyle...