Şarap/nel
insana giydirilen tanrısal bedenin
kuş tüyü ağırlığıdır şişemdeki sevda / tartan bilir
ölçülemez düşmedikçe kadehe
mezesi ayrılık olunca akşamın
kırar filizlerimi yaramaz bir çocuk
üzümsüz bir asma kütüğü olur muhabbet
köpek bile işemez artık dibine
şarap kana karışmalı bu şiirde
ya da şiir şaraba
ateş taşıyor her damlasında üzüm suyu
yakmak için tabuların soyağacını
kutsal kitabın üçünde sürdüğü iz
karartılıyor bir softanın sakalında
insanlığa öykünen antik çağların
su serinliği muradıdır asmadaki yeşil / sarkan bilir
içilemez erişmedikçe eylüle
mezesi sevgili olunca şarabın
vaha olurum kurumuş küplerde
tutun / bitmesin artık gece
şarap tene bulaşmalı bu şiirde
ya da şiir şaraba
durmadan dönüyormuş dünya
neye yarar ben ayrımında olmadıkça
iki kadehlik bir yardım bizimkisi
daha hızlı dönsün diye dünya
bir ilişkisi olmalı üzümle insanın
ne anlar nuh'un keçisi değerini
şeytansa mollanın çekindiği / korkan bilir
aynaya baksın da görsün şerrini
mezesi muhabbet olunca kadehin
söz inci olur dökülür sabaha
susun / inlesin neşeli şarkılar
çekin şu şişenin pimini
patlasın artık sabırsız mantar
şarap kana karışmalı bu şiirde
ya da kanım şaraba
Temmuz, 2008 /İzmir
Şarabın şarapnel etkisi. İnsanla üzüm arasındaki ilişki. Mezesinin sevgili/muhabbet/ayrılık olmasına göre, tat ve duygu başkalaşımı. Tene bulaşan, kana karışan şarap/şiir. Okurlar da içmiş kadar oluyor bu karışımı. Dünya daha hızlı dönüyor.
Kutluyorum.
güz üzümlerinin harman olup mevsimle karışıp acıya biraz da gözyaşı ekleyip, acı çeke çeke şarap olduklarını bilirim ben.
mantardandır tıpası, ki metal değerse acısına daha bir kanar acıyan yanları.
öyleyse üstad, acın kadar karış şaraba ama unutma onun yeteri kadar canı yanıyor.
kutlu olsun.