Sarı-Sıcak

Çocukça bir ağlamaya mahkûm vuslatım
Anladım
Bu aykırı sessizlikte bölük pörçük sözler biriktirmek
Işıltılı kederle avunma vakti
Kuşdili sayıklaya dursun rüyalar
Hesapsız
Koşulsuz
Kuralsız
Nefesimin kilidini kıracağım şerh düştüğüm aynadaki aksime...




Gözyaşlarım ay siyahına düşerken
Gölgemiz öpüşürdü sınandığımız hıçkırıklarla
Vefanın imanı sızılıydı yine
Yine gün-ahlarıyla alnımın secdesinde kıvranıyor /sarı-sıcak
Yine kan revan dualarıma hatıralar rengini şımarıkça sürüyor...



Anladım ki
Fikrinin kurbanıdır kul
Kutlu s/özüne berdel b/içtiği cümlelerden
Vaftiz edilmiş tümceler kursa da
Getirisi bilinmeyen yaşamın sırrında dağılır hakikati
Söz verse de gözlerinin içine işleyen derin bakışlar
Nostaljik bir intiharın kıvrımında büyülenmiştir yetin
Üst üste düşünce yanılgılar
Anladım ki söz uçar miadı dolar üç günlük sevinçlerin...




Azgın bir sızının tanıklığında
Irmaklar çekiliyor gözlerimin yivinden
Kalınca hiçliğin mekânsız boşluğunda savruluyor tebessüm
Gecenin rengi k/özümde
Külüm kırık saz tınısında
Bir intikamın güncesini karalayamaz
Gökyüzüne şavkını asan düşlerim vardı oysa
Yakıcı parlak ve sıcak...





Lakin;
Bu ışımaların cenderesinde bir ben ıssızım
Düşümün eteklerine ulanır koptuğu yerden ürperti
Kendine aşina yüzüm
Hissiz renksiz bulanık
Kelimeler tükeniyor aynanın sırrında çığlık çığlığa...
Artık sözcükleri susturdum başparmağımla
Hiçbir harf dönemez öz yurdundan /üşengeç artık
Lügatin o en ince sol yaprağına kilidi astım
Prangada divanelik
Büsbütün yalnız ve hissiz
Sevimsiz ve renksiz gece giyindim tarumar yıldızlar gibi
Issız ve ışık/sızım...





Gölgemin resmi değmeden güneşin sarısına
Zaafıma dokunuyor çıldıran yalnızlıklar
Ve bir katre nefes sürmeden gökyüzünün isine
Unutulmayı mı ummalı insan bu kangren sözcüklerde
Ağrılarının ketum dönemeçlerinde
Saydam bakışlara ağıtlı inciler asıp
Kerpiç umutların haki yerinden öpmeli belki de
Közlüğünde sönmeden aşkların
Sökerek çenesi düşük sancılarının uğultusunu yüreğinden
Çıbanına yaslanarak esrik cümlelerle bezeli günlükler tutmalı
İrkilen çehrelerin teninde alnı dik yürümeli
Küreğe mahkûm forsalar misali yanılgılara teslim olmadan...





Bütün dualar kayıtlı nasılsa
Sabaha seher dökülecek gözbebeğine vuslatın
Öğütler dirilecek anne dilinden...





Ve anladım ki;
Özüne tahammülü öğretir gözyaşların
Bütün çöller adımlanmamış ve insafsız kum taneleri
Vicdanı soğumuş heveslerin
Mavi ve pembe gömülmüş aklın yoksulluğuna
Asrın rengi koyu gri
Haylaz yine ömrün sarı gülleri...




Not:Yalnızlık yurdunun müdavimlerine ve buruk gözyaşına sığınan al tenli meleğime....Düş sayıklamaları....

13 Temmuz 2010 326 şiiri var.
Yorumlar (11)
  • 14 yıl önce

    çok başarılı gerçekten soluksuz okudum.. devamını dilerım

  • 14 yıl önce

    👍her sözü inci olanın her şiiri inci olmazmı zaten,yine güzelliklerle dolu bir şiirdi teberikler sevgiler...👍

  • 14 yıl önce

    Şiir bir bütünlük sağlamış ve kendi içerisinde; imgeleri, benzetmeleri barındıran güçlü bir şiirdi...

    Teşekkürler paylaşımdan ötürü ve tabii tebrikler...

  • 14 yıl önce

    Ve yine burada özelden feragat ederek genel bir çerçevede aydınlatmış; â??'Anladım ki Fikrinin kurbanıdır kul''

    Şimdi önümüzde bir tuval ve ona çizile resim,bir yandan ırmak tüm hırçınlığıyla karken,öteki taraftan,gülümseyişler,alaca karanlık ve ardından gelen sıcak bir atmosfer... Tama anlamıyla bir resim gibi net..

    â??'Azgın bir sızının tanıklığında Irmaklar çekiliyor gözlerimin yivinden Kalınca hiçliğin mekânsız boşluğunda savruluyor tebessüm Gecenin rengi k/özümde Külüm kırık saz tınısında Bir intikamın güncesini karalayamaz Gökyüzüne şavkını asan düşlerim vardı oysa Yakıcı parlak ve sıcak...''işte tam bölümde,sıcak renkler ve yağlı boyalarla yapılmış bir tablo görüyorum... Böyle akıp giderken ırmak,şairin bütün bunlara rağmen şairin yalnızlığı,sessizliği.bir önceki bölüme hayıflanma.

    â??'Lakin; Bu ışımaların cenderesinde bir ben ıssızım Düşümün eteklerine ulanır koptuğu yerden ürperti (....) Sevimsiz ve renksiz gece giyindim tarumar yıldızlar gibi Issız ve ışık/sızım...'' en son olarak da,her şeye rağmen â??'hayat özde güzeldir'' sesleriyle noktalayarak,sarı-sıcak yola devam ettiğini,görüyoruz..

  • 14 yıl önce

    Zaman ömrümüzden eksilen yanımızı bizden habersiz ardına kilitlediğin de, anlarız çocukluğun o an ki gülümseyişlerini, oysa artık gitmesi gereken zaman gitmiştir,her giden gibi o giz de çekip gitmiştir,başka hayallere. Evet ilk bölümde şairin çocukluğa özlemi,ama ona dokunamamazlığın sessizliği karşımıza çıkıyor. â??'Çocukça bir ağlamaya mahkı»m vuslatım Anladım Bu aykırı sessizlikte bölük pörçük sözler biriktirmek''

    İkinci bölümde bir ağlayış ve anımsayış sunulmuş. Ve sonra dedik ya bir özlemin kızgınlığa bürünmesi var şiirde. â??'Kaybettiklerimizin en büyük kötülüğü kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır'' ve bu bölümde onu görüyoruz,buna müteakip zeryanın ahlarına dokunuş; â?? Vefanın imanı sızılıydı yine Yine gün-ahlarıyla alnımın secdesinde kıvranıyor /sarı-sıcak Yine kan revan dualarıma hatıralar rengini şımarıkça sürüyor...''

    Üçün bölüm ise ilk bölüme istinaden daha vurucu,ilk bölüm çocukluğa özlem,ikinci bölüm anımsayış o anları; hemen bu bölümde ise hatıralara dil döktüğümüz sayıklayışlara, yani sarf ettiğimiz sözlere değinilmiş.Bazen farkında olmadan o günlere dair konuşuruz,içimizdeki benle...