Sarıl Bana
“git” demeler
“gidiyorum” demeler ne kadar çoğaldı öyle
Ömrünü tüketmek de artık
“gitme, kal… Seni seviyorum…”
“bekle, dur… Ben de geliyorum…“ demeler
“sus” demek ne kadar kolay
Öfkeyle esip gürlemek…/ ve ayrılığı kışkırtmak ne kadar basit
“anlat, seni dinliyorum” demek ne kadar zor öyle…
Ayrılıklar ne kadar çoğaldı
Gökte yıldızlar, yeryüzünde insanlar kadar çok…
Kavuşmalar ne kadar azaldı
Nesli tükenen sarılmalar kadar yitik… Bitik… Sahipsiz…
Sarılmak; çok eski bir aşk hikâyesi şimdi; çocukların hayretle dinlediği
Sarıl bana
Nesli tükenmeden kavuşmaların
Dağ, taş, dere, tepe, ova
Ve deniz… Denizde balık
Ağaçta dal… Dalda yaprak… Yaprakta yeşil
Gökte yağmur… Gökte kar… Gökte yıldız… Gökte mavi…
Ve içimde açan çiçekler kadar çok
Sarıl bana
Seviyorum seni
Sarılmak; yepyeni bir aşk hikâyesi şimdi; büyüklerin hayretle dinlediği…
Gönlünüze ve kaleminize sağlık. Saygılarımla.