Sarılınca
-'Sadece içlerinden çıkmak istediğim
Binlerce kahır iç içe içimde,
İçten içe yakın komuta zinciri.
Çektiğim hiçlerin hadleri hesapsız.
Sağır bir depresyon tiryakisi biçiminde,
Ölçüsüz uyaksız bir şair.
Son geçmişi silinmişlerle dolu yeni bir doğum,
Ve hiç bir di'li yok bunun.
Dokun elime,
Hisset.
Taşmış bir stok gözlerim,
Hamalı çift bunun.
'Yük'lem'leş'memiş bir intihar,
Nesnel bir tür ev,
Cenaze, eczane ve ceza neyse işte.
Bu son gidişine,
Son bakışım.
Bu son sözüm duyduğun,
Duymadıkların mahşere.
El deva değil de,
Elveda işte.'
2008
23 Mart 2011 22:49
(Klasik aşık bir çiftin vedalaşıp ayrılmak üzereyken birbirlerine son sözleri)
-"Tamam, ayrılıyoruz. Evet evet, her güzel şeyin bir bitişi var ve en güzel şeyin bitişi de böyle olurdu ancak. Mecburi bir ayrılığa yelken açıyoruz. Boğulacağız, biliyorum, sonrasında ne öleceğiz, ne de yaşayacağız... Ayrılacağız işte, dünya başımıza yıkılacak, seni hatırlatacak her şeyi alacaklar elimden. Sadece kalbimdeki gölgen kalacak. Ve hiç kimse, o gölgeyi taşımayacak. Biliyorum, buradan gitmeyi hiç istemiyoruz, hani bana sarılacak olsan, inan bana bu veda bitmesin diye hiç bırakmam seni. Sarılmayalım o yüzden. Burada, senle son konuşmamı yaptıktan sonra, seni son defa gördükten sonra, bana yapacakları hiç bir şey ağır gelmeyecek bana. Birkaç dakika içinde, her şey bitecek. Düşünsene, bunlar benden duyduğun son cümleler. Atlatamadıkça başka da hiç bir şeyi duyamayacaksın. Ölmüyorsun ama yok oluyorsun. Vaktin dolmasını beklemezsek, daha az üzüleceğiz. Çünkü senin üzüldüğünü görmek beni üzen. Senin de öyle biliyorum, seni hiç unutmayacağım."